Yağmurlu göz şiire bakıyor

1
Yağmuru mırıldanıyorsun, eskiyor
bardakta unutulmuş su gibi yarım
ve söylenmeden kalan sözlerin tadı,
yeni sözlerinse bir yağmurluk ömrü var
ne yağdım onlarla ne de ıslandım

Susacak kadar büyütürüz ya çok şeyi
ben en çok yoksulluğumuzdan korkarım
nasıl da yoksuluz sessizliğin karşısında
korkuyoruz kelimelerin de bunca yükselmesinden
ya düşerlerse aramıza! Harflerden kumu
üfleyince çöl görünür mü bilinmez, fakat
sözler kaybolunca görünen ufukta, hayat
herkesi ıssız adasına indiren gemi…

Mırıldanıp duruyorum da eskiden yeniden
kendi dilime bir çeviremedim şu sessizliği!

2
Bir çocuk eskisi gibi mırıldandığın
kelimelerin de dokunduğu yok
ölülerden başka kimseye! Uzak
akraba diyorlar şimdi kelimelere
ve mezarlara bakarak…Kalp
bulutlu değilse yağmur boşuna,
sen yine gazelini dök mırıldanarak:
Çocukluğum, hayatımdan düşen ilk yaprak!

3
Niye mırıldanıyorsun yağmuru?

Ne hayattan ıslanıyor ne aşktan
kuru yürek, yaşlı göz; bakışların
bulut topluyor bir başka bakıştan
yağmaladığı kadar sır dökecek
elbet gözün açık gereği de bu

Keşke gözlerinde tutmasan beni

4
Yağmur düşer düşmez dile
yüreğini topla evden
çünkü kadından önce
yağmuru gider evden

Yağmurun yağdığı ayrılık için
birinin dilinde gezinen yağmur
birinin usulca çekildiği yürek
dedikleri o küçük şehir

Birlikte uyuyanlara göre değildir
herkesin kalbinde bir başka yağmur

5
Yalnız köyler evlatlık verilir gibi
şiire yağar yalnız kelimeler de
ve yatağı kağıt olur dokunsan
ağlayacak bir ıssız cümlenin

Öyle yalnız ki soyunmuş
çıplaklığından bile, yazsam
kırılır o güzel cümle
mırıldansam incinir:

Seni seviyorum çünkü
sevmemek de aşk kadar vahşidir!

6
Yağmuru onarmaya benzeseydi
keşke bir aşkı onarmak

Bir bulut yetiyor da aksak
yağmuru gökyüzünde yürütmeye
yetmiyor sözlerin bini kekeme
aşkı sular gibi söyletmeye

Bilinir de ahmakıslatanda ustalığım
çırak bile sayılmam şu aşk ilminde

7
Gözün şiire bakışı
yağmurlu görünmek için


Haydar Ergülen