Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şarkılar Kitabı

— 1 — Karanlık hayatımda çok önce Parıldayan tatlı yüz, Yitti gitti şimdi Dört yanım gece. Karanlıkta çocuklar Gönülleri daralınca, Bastırmak için korkuyu Türkü söyler yüksek sesle. Ben de çılgın bir çocuğum. Sesim neşeli değilse de Türküler çağırdım karanlıkta, Korkumdan kurtuldum. — 2 — Öylesine üzgünüm, Bilmem ki neye yormalı; Hiç aklımdan çıkmayan Eski bir masaldan olmalı. Durgun yavaş akıyor Ren, Hava serin, kararmak üzre; Doruğu tepenin Parlıyor akşam güneşinde. Oturmuş yukarda Güzeller güzeli bir peri; Altın saçlarını tarıyor, Işıl ışıl süsleri. Bir yandan şarkı söylüyor. Elinde altın tarağı; Sesi öylesine güzel, Öylesine tatlı. Küçük teknesinde kayıkçı Büyülenmiş, çılgın; Tepede gözleri, Değil farkında, kayaların. Yuttu dalgalar kayıkçıyı, Sandal battı; Söyledi o şarkıyı, Bunu Lorelei yaptı. — 3 — Kalbim üzgün, kalbim, Oysa pırıl pırıl mayıs; Yukarda, eski hisarın orda Duruyorum ıhlamura yaslanmış. Akıyor durgun, sessiz Mavi dere,...

OKUMAK TESELLİSİ

Bir gün, bir dostumla, sevdiğimiz bir şairin cenaze merali siminde bulunuyorduk. O: Kaybettiğimiz bu şâir o kadar çalışkandı ki, gece gündüz okurdu” diyince, ben hayret içinde kalmıştım. Evet, okumak, bazan, muhakkak çalışmaktır. Fakat her zaman çalışmak mıdır? Tecrübelerime göre, okumak, çok kerre çalışmak sayılamaz. Okumak, bilhassa bir faaliyet değil, mutavaattır. Bir külfet, bir zahmet olan çalışmak, okumak değil, yazmaktır. Yazmak, düşünmek, hesap etmek, karar almak, muhakeme etmek, nâdim olmak, tashih etmek, hüküm vermek, yani birçok fikir amelesiyle uğraşmaktır. Okumak, bilâkis, sadece bir kolaylıktır. Kitaplarımızı, etrafımızda en tatlı tembellik âlât ve edevatımız gibi hazırlanmış duyarız. Okumak, yorgunluktan kurtulmak, dinlenmek, kendini unutmak, yaşadığımız zamanlara nispetle daha masûm bir zamana ermek, istediğini düşünmek ve istemediğini düşünmemek, gönül eğlendirici bir devre geçmek, müstesna bir muhitin sükûnuna varmak, başka bir tarihe dalmak, hülâsa okumak bir hodkâm...

KİTAPLARIN VAKT-İ MERHUNU

Mesut bir ömür, hiçbir yangın felâketini görmemeliydi. Muhteşem bir ömür, okunmuş kitaplarının bir tanesini kaybetmemeliydi. Eski kitaplarımızın hepsi yanımızda kalmalıydılar. Dostlarımız, kendilerine okunmak üzere verdiğimiz kitapları iade etmeliydiler. Kütüphanemizin bütün kitapları muhafaza edilmeliydi. Her kitap doğduğu, yaşadığı devrin mânâsı ve hâfızası sayılır. Her okuduğumuz kitap, yaşamış olduğumuz bir zaman, düşünmüş olduğumuz fikirler, duyduğumuz muhabbetler demektir. Onları, ömrümüzün parçaları gibi duyarız. Bir zaman geçtikten sonra, bütün bu kitaplar birer hâtıra sayılır. Görülen gözler, duyulan bir ses ve bir telâffuz hususiyeti gibidir. Bunun için, hepsi de, her zaman gözlerimizin önünde olmalıdırlar. İlk mektep kitapları, ilk şiirler, ilk romanlar, ilk tarihler ömrümüzde en mühim bir devri açarlar. Belki bütün kitaplar arasında bizi âdeta büyülemiş olanlar, ilk gençlik zamanlarımızda okuduğumuz, ilk beğendiklerimiz ve muharrirlerini üstad saydıklarımızdır. Bilhassa ço...