Anacığım! Öldürdüler evlatlarını senin Ve sabretmeyi öğrettiler sana. Anacığım! Yılları senin yaşamının benziyor birbirine mezar taşları gibi, Ve acı çekmeyi öğrettiler sana umut bağlayıp göklere. Fakat senin evlatlarının daha başka oldu yazgısı Çatladı sabır taşı ve çatladı tohumu acının ve öfke ağacı fışkırdı ondan Ve göklere bağlanan umudun sonu geldi. Umut biziz, kendimiz! Biz ki, dünün Köleleri; çıplak ırgatlar kahve plantasyonlarında: Biz ki, aç her zaman, her zaman susuz, biz ki, aydınlıktan yoksun; kör, cahil, ve bildiğimiz tek okul efendilerimizin buyruğu... Korkardık yürümekten toprak üstünde altında atalarımızın yattığı; severdik,seni hırsızlama bir başkasının malını çalar gibi; sana biz, "ana" diye seslenmeye korkardık... Anacığım, yurdum! Şimdi değiştik artık. Kendimiz kurtardık boynumuzu boyunduruktan Ve dönüşü yok artık bu yolun Yaşamdan korkmuyoruz bu, ölümden de korkmuyoruz demektir. Biziz umudu Angola'...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"