kar yağıyor oynak bir havayı kollayarak ömrümüze tanık bütün zamanlarına dünyanın sesimizin bembeyaz bir sayfasına/ sonsuzluğa akan günlerimizin çocuksu yalnızlığına gri bir gökyüzünden ışıltılar sağılıyor ardımızdaki ağıdın kilitli kapılarına. çiçeğini özleyen kirazın yapraksız dalına bir kuşu salıyor rüzgarı uçacağı yön belirsiz iki göz/ çarpan bir yürek/ camlardan akan bakışlar uzun yolculuğa çıkan trenlere sefer eyliyor kar aralıksız yağıyor dünyanın yüzünü öperek. kar sevincin büyüsünü serperek karanlık denizlere çocuk düşlerimize oturtuyor akşamın hüznünü ipekle sargılanan yıllan getiriyor penceremize bin bir nakış ekliyor yaşamı havalandıran şarkılara. saatin sesi/geceye giren yolcular/istasyonların uğultusu yarım kalan bir güncenin sayfalarını havalandırıyor tuzu dudaklarımızda bir aşkın güncesine yazılan bir damla kan bırakıyor uçsuz sayfasına tarihin bütün yeryüzünü düşündüren bir ses büyüyor: kar yağıyor. Ahmet Özer
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"