Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nigar Hanım etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Feryâd ki feryadıma imdâd edecek yok

Feryâd ki feryadıma imdâd edecek yok Efsus ki gamdan beni azad edecek yok Tesir-i mahabbetle yıkılmış güzel amma Virane dili bir daha âbâd edecek yok. Kes, varsa alkan bana ey tali-i dûnum Sen var iken âlemde beni yâd edecek yok Hakkıyla bilir zâr gönül halet-i aşkı Mâhirdir o fende anı üstâd edecek yok Ya Rab ne içün zar Nigâr şu cihanda Nâşâd edecek çoksa da bir şâd edecek yok Nigar Hanım

Şair Nigâr Hanım’ın Hikâyesi

“Şair Nigâr Hanım çalışması esnasında en büyük problemim öznelliğimin beni tehdit etmesi oldu. Beni biraz tanıyanlar Nigâr Hanım’la özdeşleşeceğimi düşünüyorlardı. Fakat başka bir şey oldu. Onunla özdeşleşmedim ben, zamandan, mekândan ve cinsiyetten azade bir şekilde Nigâr Hanım’a âşık oldum.” Öznesi iki dünya arasında ürpertili bir salınım olduğundan, Şair Nigâr Hanım’ı ben de iki dünya arasında yazdım. Şair Nigâr Hanım doğu ile batı arasında, güftesi şarklı, bestesi garplı kırık bir hikâyeydi. Ben düş ile gerçek, kurgu ile hayat arasında kaldım. Şair Nigâr Hanım benim doçentlik tezim. Halide Edip Adıvar’ın 21 romanını teknik açıdan tahlil etmeye yeltenen telâşeli bir doktoranın ardından doçentlik tezi hazırlamaya sıra geldiğinde hocam Orhan Okay’la “Ne yapabiliriz?” diye düşündük önce. Hocam, doktora tezimin teknik meselelerle sınırlı bir çalışma olmasından bahisle, kütüphane ve arşiv çalışmalı, dipnotlu, belge ve bilgiye ulaşan klasik bir araştırma yapmamın uygun olacağını işare...

Nigar Hanım'dan Mısralar

Söndürdü bürudetin nihayet Kalbimde de kalmadı hararet ** Bir hissi latif etmede kim kalbimi imla Tüyler ile okşar gibi her uzvumu güya ** Sevdiğim bil ki Nigar'ın bu şiirlerle heman Sana ahvalini arz eylemedir hep emeli ** Aşk... o hunhar... o cellad-ı kaza Yalınız öldürür etmez ihya ** Feryad ki feryadıma imdad edecek yok Enfus ki gamdan beni azad edecek yok ** Ne sevenim var ne kimseyi seviyorum. Ne sevmek ihtimalim kaldı. Boş dimağ, boş kalp, boş bir hayat… ** Ben bu ömr-i elimi böyle hazin Kimsesiz neşesiz melul u gamin Geçirip sonra mevte mahkûmum ** Ölürsem kalsın aksin gözlerimde Nigar Hanım

Eylül Sabahı

Her şeb bu sevahilde, bu yerlerde bütün gün Dildar-ı tefekkürle geçer vakt-i hazinim Kalb-i gamimim Pek ona düşkün Ettikçe şu eylül sabahındaki o rikkat Hem kalbimi, hem fikrimi, hem ruhumu tehyic Hep bu taravet Aşkımı tervih Eyler gibi ondan bana her lahzada bir hu Bir bu-yi muhabbet getirir mühtez-ü perran Gönlüme darü Nefha yi canan Vaktaki dalar ruhunu tedkike hayalim Bir neş'e-yi pür-hüzn ile ser-mest olurum ben Ol dem i melalim Kalbi eder şen Dil umk-i nigahında arar şiddet-i sevda Düşkün, mütereddid, müteellim, mütehassir Hatır-ı Şeyda Pek müteessir Ver kalbe sükünet.. Yetiş yer yar-ı dil-ara Ey salib-i aram-ı dil, ey neşve-yi hatır Et beni ihya Kalbimi şatır! Nigar Hanım 

Bir Daha Söyle

Yegane sevdiğin âlemde ben miyim şimdi? Sahih ben miyim artık muhatab-ı aşkın? Bütün o hiss-i amik-i fuad-ı pür şevkin O ibtila-yi ezel, o alaik-i ebedi Benim mi şahsıma mahsur? Bir daha söyle. O sanihat-ı hazinin, o beyyinat-ı gâmın Sahih, mülhimi hep ben miyim, bugün söyle. Tahassüsatını, efkarını bütün söyle. Getir şu kalbime dök varsa sevdiğim, elemin Eden nedir seni rencud, bir daha söyle. Nigar Hanım

Fenafillah

Ruh-i nalanıma girdin yine sen Yine ettin beni vakf-ı şiven Çırpınıp inleyerek her gece ben Ölürüm her gece sensizlikten Yükselir ahlarım, Allah'a Nigar Hanım