Ana içeriğe atla

Kayıtlar

sedat umran etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çocukluğuma Dönüş

Dalsam çocukluğumun eğri sokaklarına Büyüyen yanım beni arayıp bulamasa Girsem büyük dünyama birden ufalsa masa Değse alnım annemin ıslak dudaklarına Binsem günlerin bana kurduğu salıncağa Gizlensem mor salkımlı çardağında sevincin Şeytan uçurtması gibi seyirtsem sola-sağa Beni yakalamak istiyenleri şaşırtmak için Yatsam sırtüstü ak hamağına bulutların Düşmek korkusu kalksa düşüncenin ağına Yaşamak bıraksa beni sımsıkı tutacağına Ve kırılsa içimde bir ayna gibi yarın!.. Sedat Umran

Bayramlık Giysi

Kimse onaramaz aşkın yıpranmış kumaşını tıpatıp biçmiş içimize o usta makastar eğirip ipek ipliğini göğün mavi ipeğinden geçirmiş acılarımızın paslanmaz iğnesine hiç benzemez o umutlarımızın çürük ipliğiyle teyelliyerek diktiğimiz günlük giysimize aşk ruhlarımıza giydirilen bayramlık giysi ışıldar üstünde sevincin elmas düğmeleri oyulmuş iki yürekten dökülmüş bir toka tam bir oturmuşlukla geçer uçları birbirine Aşktır hor kullanılmadan taşınacak giysi Çünkü bir kez delindi miydi yamanması güç onu kurnazlığımızla yeniden astarlasak ters- yüz etsek kusurları hemen sırıtacak ölümsüzlük ırmağında yıkanmış bu kumaş gecenin altın mekikli gök- tezgahında dokuduğu umar yok kirlendi miydi çıkarıp atmaktan başka aşkı özenle saklamalı ve ender giymeli Sedat Umran

Güle Şiirler

Ben ne zaman bir kelebek görsem Seni anımsarım İncecik bir kelebek Düşlerime konup konup kalkan Ufalanmış bir hüzün tozuna Bulanmış kanatları Ben ne zaman bir gülüş duysam Sana uyanırım Sakar karanlığıma gündüzün Aydınlanır duygumun her katı Seni görürüm Ben nezaman bir gül koklasam Elindeki gül daha çok gül olur Dolarsın gözlerime Toz pembe bir düş gibi Ben ne zaman bir çift göz görsem Hüzne uyumuş tembel kış suları Suyunu taşırmayan bir havuz Güzün gri kanatlarıyla örttüğü Seni anımsarım Ben ne zaman bir çift el görsem Bileğinde ters takılmış altın saat Altınla kaplanır sevincim Ve ben özlemlerimin renkli uçurtmalarını Sana uçururum... Sedat Umran

Gittin

Gittin, dağ gibi büyüdü yalnızlık Issızlığın iki ucunda şimdi sen varsın Tam ortasında: yokluğun yokluğun yokluğun O konuşsa konuşur, sussa susarsın Gittin, taş atarak denizlerime Halka halka genişleyen anıların kaldı Girdin çıkmamak üzere dehlizlerime Birden yaşamanın hızı azaldı Gittin, boşandı içimde sevincin yayı Kim öğretecek bana ah, sensiz yaşamayı Sedat Umran