Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Asaf Hâlet Çelebi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Galt’s’ray

içim açılıyor pilav kokan koridorlarda grand-courr’a çıkınca içim kapanıyor ebedî vakansta çocuk olamayacaksın artık allâsmarladık neuf-cent-dix-neuf Asaf Halet Çelebi

Mâra

bilmemek bilmekten iyidir düşünmeden yaşayalım mâra günü ve saatleri ne yapacaksın senelerin bile ehemmiyeti yoktur seni ne tanıdığım günleri hatırlarım ne seneleri yalnız seni hatırlarım ki benim gibi bir insansın tanımamak tanımaktan iyidir seni bir kere tanıdıktan sonra yaşamak acısını da tanıdım bu acıyı beraber tadalım mâra başım omzunda iken sayıkladığıma bakma beni istediğin yere götür ikimiz de ne uykudayız ne uyanık Asaf Halet Çelebi

Şehir

Allahtan pencereler açmışlar içi sıkılan evlere pencereler olmasaydı nasıl gezerlerdi karanlıklarda ayağa kalkmış büyük böcekler nasıl tırmanırlardı merdivenlerden tahta evler eski kutulardır apartmanlar yaldızlı nişan şekeri kutularıdır içinde siyah ve sarı başlı böcekler oturur başka küçük bir kutudan uzaktaki başka böceklerin cızırtılı seslerini duymaya meraklıdırlar sevgilim bir böcektir taşdan duvarlar içinde karafatmalarla yaşar beş senedir getirdiğim şekerleri yiyip elimi ısırmıştır karafatmalar onu benden ayırdılar o şimdi bana küsülüdür kutu duvarları içinde Asaf Halet Çelebi

Kunâla

vakit geldi kunâla dünyayı göreli çok oldu tam kırk yılda seni buldum kunâla bu can tenden geçmeden bu dünyadan göçmeden bir kerecik sevmek çok değil simsiyah saçların var kunâla kemiklerine yapışık etlerin var bir gün dökülecek kunâla kuşu gibi gözlerin var bir gün sönecek kunâla bu etlerin arkasında güzelliklerin var benden başka kimse bilmeyecek bu can içimde kuştur kunâla seni görünce titrer bu can gözümde muhabbettir kunâla seni görünce yanar bu can burnumda soluk olur kunâla uçar gider bu can benden geçmeden bu dünyadan göçmeden bir tek seni sevmek çok değil Asaf Hâlet Çelebi

Hırsız

pencereden giren mehtap bu evde hırsız var mehtapta pencerede oturmuş beni görüyorum kapıyı çalsam içerden ben çıkacağım içerden çıkacak beni ne kadar görmek istiyorum penceredeki beni uyandırmalıyım içerde hırsız var içerdeki hırsızın ben olacağımdan korkuyurum Asaf Hâlet Çelebi

Adımı Unuttum

adımı unuttum adı olmayan yerlerde ne in ne cin ne benî âdem zamanlar içinde kuşlar uçuyor kervanlar geçiyor bir iğne deliğinden çarşılar kuruluyor sarayları oyuncak insanları karınca şehirler zamanları gördün mü bir iğne deliğinden? adımı unuttum adı olmayan yerlerde geçip gidenlere bakarak Asaf Hâlet Çelebi

Rüyalar

Uyanıklığımı aramıyorum uykulardan karışık rüyalar içindeyim ömrümün uykusunda Aynalardan beni çağıran kız bir daha göründü işaret ediyor bitir rüyalarını da gel diyor en son gördüğün yüz benim olsun en son benim uykumda uyu Rüyaların sonu geliyor galiba uyanılmaz uykulara dalmak istiyorum Asaf Halet Çelebi

Ayna

Bana aynadan bir suret göründü benden baskası bilmem memleket-i çînden midir ya mâçînden mi? Sordum kimsin diye bir kahkaha atıp ben çîn padişahının kızı çoktandır âşıkınım dedi. Dedim çık o aynadan hayalimi çalan hayalim olmazsa olmasın yalnız var olduguna inanmak için ellerim sana dokunsun. Bana çîn padişahının kızı gelemem dedi. Ancak bir gün hayalin gibi seni de bu aynanın içine alıp kaybolacağım. Asaf Hâlet Çelebi

İçimden

dünyalar kuruldu dünyalarda şehirler kuruldu ve birden kendimi bir şehirde buldum sokaklarda yürüyen yaşayan ve ölen insanlardan kendimi bir şehirde buldum. karanlık gecelerde yürüdüm yarı aydınlık yerlerde oturdum adımı çağıran dost yüzler buldum dost dost diye haykırmak istedim içimden sevindim düşünmedim ne başını ne sonunu düşünmedim ne kendimi ne de senin kim olduğunu yalnız senin için çok güzel rüyalar gördüm uyandım karşımda seni buldum dosttan daha dost güzelden daha başka içimden sevindim içimden sevdim içimden Asaf Halet Çelebi

Güneşin ışığı

her şey güneşi seviyor hattâ denizler bile denizlerde nefes alan sen bile ve biz güneşi değil ışığını seven insanlarız güneş içime vuruyor güneşin ışığı var güneş yok güneşin ışığını kim anlatabilecek pazar pazar gezmek dağ dağ dolaşmak ve ormanlarda kalmak güneşin ışığını anlatabilecek olanı arıyorum güneş içime vuruyor Asaf Halet Çelebi

Misafir

sana bakarak bütün yüzleri unutmak kendimden ve arap saçı olmuş bir sürü hikâyelerden bıkarak sana misafir geliyorum denizlerin sisi içinde ve gündüz güneşlerinde şaşırmış sana misafir geliyorum biraz daha uykuya yakın biraz daha dalgın biraz daha başka şeylerden uzak Asaf Hâlet Çelebi

İbrahim

İbrâhîm içimdeki putları devir elindeki baltayla kırılan putların yerine yenilerini koyan kim güneş buzdan evimi yıktı koca buzlar düştü putların boyunları kırıldı ibrâhîm güneşi evime sokan kim asma bahçelerinde dolaşan güzelleri buhtunnasır put yaptı ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı ibrâhîm gönlümü put sanıp da kıran kim Asaf Halet Çelebi