Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ömer hayyam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bu sabah bütün cömertliği üstündeydi

Sevgilim, ömrü derdim gibi bitmeyesi, Bu sabah bütün cömertliği üstündeydi. Bir göz atıverdi bana geçip giderken: İyilik et denize at mı demek istedi? Ömer Hayyam

Akılla Konuşma

akılla bir konuşmam oldu dün gece sana soracaklarım var dedim sen ki her bilginin temelisin bana yol göstermelisin yaşamaktan bezdim, ne yapsam? birkaç yıl daha katlan dedi nedir dedim bu yaşamak.. bir düş dedi, birkaç görüntü evi barkı olmak nedir dedim biraz keyfetmek için, yıllar yılı dert çekmek dedi bu zorbalar ne biçim adamlar dedim.. kurt, köpek, çakal makal dedi... ne dersin bu adamlara dedim... yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar dedi.. benim bu deli gönlüm dedim ne zaman akıllanacak? biraz daha kulağı burkulunca dedi.. hayyamın bu sözlerine ne dersin dedim.. dizmiş alt alta sözleri, hoş beş etmiş derim, dedi... Ömer Hayyam Çeviren : Sabahattin Eyuboğlu

Hayyam'dan Dörtlükler

Yaş döktü bulut çayır çemenden geçerek Mümkün mü kızıl şarabı nûş eylememek Gerçek bu çemende şimdi biz gezmedeyiz Bizden bitecek çemende kimler gezecek? (Yahya Kemal Beyatlı) Mey kâsemi kırdın yere vurdun Tanrım Zevkimden edip sanki ne buldun Tanrım Gül rengi şarâbım yere döktün tekmil Zannım bu ki sen de sarhoş oldun Tanrım (Orhan Veli) Hep gönül derdiyledir durmaksızın içmekteyim; Ben gülerken de içimden ağlayan bir şairim; Bir gün olsun çıksa hicranın gönülden yâ dost, Mey değil, cennette Kevser içersem kâfirim ! (Haldun Celâleddin) Bir gün yıkılır saltanatın, yapma güzel; Fırsat sana el vermiş iken, ver bize el. Bir ülkeye benzer bu güzellik, sonu yok, Bir gün çıkar elden; hadi, lûtfetme ve gel! (Rüştü Şardağ) Bir tane canım var, yüz bin bedenim. Can neymiş? Neymiş ki beden? İşte ben’im. Bir başkası var ya: İşte ben, ben! O, beni Sevsin diye bir başkası oldum kendim. * * * Ben âşıkım aşka; aşk da sevdalı bana. Âşık tene can – ten ise sevdalı cana....

Yıldızların Efendisi Ömer Hayyam'dan Rubailer

Hayyam bu zamanda vahlanıp durmak boşuna; Kendi derdine düşmek utanç verir insana. İyisi mi şarap iç, çalgı dinleyerek Nerdeyse bir taş düşer senin de sofrana. Gören göze güzel, çirkin hepsi bir; Aşıklara cennet, cehennem, hepsi bir; Ermiş ha çul giymiş, ha atlas; Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir. Kaderin elinde boynum kıldan ince: Tüysüz kuşa dönerim ecel gelince, Yine de toprağımdan testi yapın siz: Dirilirim içine şarap dökünce. Yakınırım aynalar gibi felekten; Bıkmaz alçakları yükseltmekten. Gözyaşı dolu bir kadeh oldu yüzüm, Yüreğim kan dolu bir desdi gerçekten. Yüreğim, kimselerden ihsan dileme; Bu amansız felekten aman dileme; Bil ki, derman aradıkça artar derdin: Derdinle haldaş ol, derman dileme. Tanrı gülüşünle öfkeni almış senin, Birinden cennet yapmış, birinden cehennem. Sen cennetimsin benim, ben senin uslu kulun: Açılsın kapıları bana cennetimin! Ey canlar, şarapla buldurun bana beni; Yakutlara çevirin kehruba çehremi; Şara...