Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Georg Trakl etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bir Kış Gecesi

Pencereye yağan karla bezeniyor, Uzun uzun çalıyor akşam duası çanı, Evin donanımı dört dörtlüktür Sofra hazırdır birçok kişiyi ağırlamaya. Avare dolaşanlar, birkaçın üstünde sayıları, Karanlık yollarda varırlar kapıya. Altın çiçekler açan lütuf ağacı Yeryüzünün serin çiğini soğuyarak. Avare sessizce atar adımını içeri; Acı eşiği taşa döndürmüş. Durur masasının üstünde ekmek ve şarap Duru bir parlaklık içinde. Georg Trakl

Çingeneler

Özlemin korları var gece karanlığı bakışlarında Hiç bulamadıkları vatana duyulan özlemin korları. Öylece kapılmış gidiyorlar, derin esrarı yalnızca Sonsuz hüzünlerde yatan bir kara yazgının akışına. Bulutlar öncülük ediyorlar yollarına, Kimi zaman peşlerine bir kuş sürüsü takılıyor, Akşam vakti izleri kaybolana kadar Ve bazen de rüzgâr, bir veda çanını getiriyor. Yıldızların yalnızlığıyla örülüdür döşekleri, Bu yüzden şarkıları daha bir özlemle dalgalanmakta Hıçkırıklar, kaç kuşaktan miras lanetlerin ve acıların eseri, Öyle ki, hiçbir yıldızın umudu yüreklerini aydınlatamamakta. Georg Trakl

Üç Rüya

Nice kentler gördüm, alevlerin kurbanıydılar, Zamanlar, vahşet üzerine vahşet getiriyordu, Ve toprak olmuş nice ırklar, Hepsi de günün birinde unutuluyordu. Tanrılar gördüm, bir gecede yıkıldılar, En kutsal çalgılar bile paramparçaydı, Ve çürümelerden geriye kalanlar, Yeni bir hayatla güne başlıyorlardı. Yeni bir güne başlayıp, yeniden ölüyorlardı, Hep aynı tragedyaydı sahnelenen, Hem oynanan, hemde anlaşılandı, Ve deliliğin karanlığından farksız acıları, Güzelliğin kadife görkemini Gülümseyen bir diken tarlası gibi sarmaktaydı. Georg Trakl

Eski Bir Albüme

İkide bir çıkıp geri geliyorsun hüzün, Yanarak sona eriyor altın rengi bir gün. Kibirsizce boyun eğer acıya her sabreden Hoş bir sada ve hafif bir çılgınlıkla çınlayarak. Bak! akşam oluyor daha şimdiden. Tekrar geliyor gece ve inliyor bir ölümcül Ve acısını paylaşıyor bir başkası. Sonbahar yıldızlarının altında korkarak Her yıl daha öne eğilmekte baş. Georg Trakl

GECEYE TÜRKÜ

1 Doğup da bir soluğun gölgesinden Dönüşüyoruz işte bir terk edilmişliğe Ve biziz sonsuzlukta yitip giden, Kurbanlar gibi, adandığını bilmeden neye. Tek şey yok bize uysun öyle dilenciler gibi, Biz çılgınlara o kapalı kapıda. Fısıltımızın yitip gittiği, Sessizliği dinliyoruz körler gibi orda. Yolcuyuz işte yok bizde hiçbir erek, Bulutuz, rüzgârla sürüklenen, Çiçeğiz, ölümün soğuk ikliminde titreyerek, Koparılmayı bekleyen. 2 Bende gerçekleşsin en son acılar bende, Sizi kovmam, siz ey karanlık düşman güçler. Giden bir yolsunuz işte büyük sessizliğe, Adımlarız bu yolu, önümüzde o en soğuk geceler. Nefesiniz yanmaya daha çok iter beni, Ey sabır! Yıldız söner, düşlerse kayıp gider O dünyalara, ki bizden esirgerler ismini, Ve onlarda düş kurmadan yürüyebiliriz bizler. 3 Sen ey karanlık yürek, sen ey karanlık gece, Kim yansıtır o en kutsal derin yanlarınızı, Ve kötülüğünüzün son uçurumlarını? Maskeyse katılaşır acımızın önünde – Acımızın önünde, sevincimiz...

Geceye Şarkı

1 Bir nefesin gölgesinden doğma bizler Dolanıp durmaktayız terk edilmişliklerde Bizler, yani sonrasızlıkta yitirilenler, Kurbanlarız, adandıklarımızı bilmezcesine. Dilenciyiz sanki, yok benim diyebileceğimiz, Kapalı kapılar önünde birikmiş delileriz. Körler gibi kulak kabartmışız, içinde Fısıltılarımızın yitip gittiği sessizliğe. Hedefi olmayan yolcularız bizler, Bulutlarız, rüzgârlarda dağılan, Ya da ölümün soluğunda üşüyen çiçekler, Yerimizden kopartılmayı beklemekteyiz. 2 Varsın, son acılar da somutlaşsın bende, Savunmuyorum kendimi, ey karanlık güçler. En büyük sessizliğin yolu sizlerden geçer, O yoldan yürürüz en serin gecelere. Soluğunuzla daha sesli alevlere boğmaktasınız beni, Sabır! Yıldızlar kora dönüşürken, düşler kaymakta Bize adlarını söylemekten kaçınan diyarlara, Oralara ancak feda edersek girebiliriz düşlerimizi. 3 Sen ey kapkara yürek, ey karanlık gece, Kimdir yansıtan, en kutsal zeminlerinizi, Ve kötücülüğünüzün son vadilerini? Acılarım...