Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Metin Celâl etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yenildin Hayatın Akışına

bedenin sana uymuyordu artık mavi bir çam gibi zoraki taşıyordun onu büyük kararlar almak istiyordun çılgına dönmek, kutsamak benliğini ya da aşık olmak sadece bir rastlantıydı senin için düşlerinin bahçesine girmeye aday bir deri değiştirme töreni tasarlamıştın kendine yaşadığın hayatı ve tarihini çıkartıp atacaktın onunla belleklerinizi birlikte topladınız tanıdınız sınırlarınızı elele hüzünle neşenin karıştığı gülüşler denediniz düşlerinizde yaşattınız birbirinizi, gündüz ve gece o hep kendindeydi, bir uzayıp bir kısalan coğrafyada göğüs gererek ormana ve ırmağa taşıp gelen, hayatına ilişen her şeye sevgi bu diye düşündü; sadece bir yanılsama herkes gibi tüm sözlerini eksik ve yanlış anladı evde çocuk bekler dedin çoktan silmiş olsa da simamı belleğinden kıskanır beni kocam üstelik paylaşamam seni yüreğim burkulur karını görürsem haklıydın sonuna kadar anlatamazdı sana aşkın hukuku olmadığını zamanın yoktu durup dinlemeye verilmiş sözlerin, kıramayacağı...

Benim Başka Kimim Var ki?

gün usulca yoklar bedenini dalgın bakışların yüzüne verdiği eda süsler güzelliğini bir taçla bir kuş seliyle akar çağlayan ana kucağında teklifsiz uzanır gözlerinde okul sevinci babaların hüznüdür şemsiye yüzünde değişen manzara tedirginliğini ele verir şansa bırakmadığımız değişim haritada sürdüğümüz iz riskleri hesaplayıp kayıpların izine düşeriz belki de bu sadakat belgesidir beyaz bir uykuya dalıp, kuşların düşlerine gireriz yaşama tutunmaya çalışırken duyulur çölün şarkısı sudan surları aşıp, denizden denize akarım bir berzah bulurum sana dönerim bu son bakıştır öfke ve sabır içiçe geçer Metin Celâl

Yazın Sonu

sararır mevsim, terk etmeye hazırlanır yorgunluk basar, çöküveririz bulduğumuz ilk yere bir sıcaklık ararız, kaçarken yakalayacağımız ürpersek de çıplak vücutlarımızı sunacağımız gün ışığı o uyuşukluk haline yakınlaşan tenler üşürüz, yine de bırakmak istemeyiz sahili havlulara sarınıp son kez yattığımız öğle uykuları başımızı annemizin omzuna koyup kurduğumuz düşler belki de budur özlemle ardından baktığımız bırakıp giden aşk, ıslaklığı kaçamak öpücüklerin kararır ve yiter gökyüzü ile birlikte serin bir rüzgâra dönüşür, yağmura yalnızlığımızı giyiniriz süzerek anı olan sevgilimizi yolcu ederiz; bir melek olsun, bahara gelsin dileğiyle kanatlarını da götürür giderken, tüm neşemizle birlikte artık sadece kendimizi sarar kollarımız sahil hazırlanır ıssızlığa, sonbahara, kışa el sallar ardımızdan duşun son damlalarıyla Metin Celâl

Faydalı Bilgiler

hayata bir çentik atmak istiyordum zamana senden iz bırakmak sözcüklere gerek vardı, ağlıyordun oysa küçük beyaz bir yalan yeterdi kendimizi şaşırtmayı sevdik hatırlamanın verdiği hazzı aramızdaki o değersiz boşluğu kırılıp dökülmeleri, paramparçalığı sıradan öğütlerdeki felaket haberleri, unutulmuş çocukluğumun o uzun ırmakları bir bakış, anlamsız bir gülüş; suç ortaklarımız gölgelerin renginde birbirini bulan bedenlerimiz öncesi ve sonrası olmayanların denizinde yalnız kadınların aldığı şehir kokusu anlamı kalmayan yeminlerle hepimiz öleceği gün kandırmaya bıraktım benliğimi ellerinin sıcaklığına hayran inceliğin yansıdı yüzüme seninle her konuştuğumda daha çok üşüdüm Metin CELAL

yalnızım, yalnızsın, yalnızız

kimse içimdeki boşluğu görmüyor bir adresi yitirmek neler hissettirir insana kalp atışlarından uzak olmak soluğunda duyamamak mevsimleri, düşünmüyor çok şey bilmenin hoş karşılanmadığı zamanlardayız ciddiye alınmıyor sorularımız gün afrikalı kalmaya kararlı bu dünyadan olmamak da yetmiyor ve siz geliyorsunuz, sarı elbisenizle bir silüet hayatımdaki eksikleri gösteriyorsunuz küçülüp silikleşiyorum, hafifliyor bedenim yalnızlığım dağılıp çoğalıyor sesinizde ben artık sadece kuşların şarkısını dinliyorum. Metin Celal

Andıkça O Günleri Arınıyorum Senden

beyaz ve derin bakardın yanında kim var bilmek istercesine gülüşün yüzünde gizlenirdi bir ayıp gibi belli ki öpüşlerindeki kaçamaktı anlamın önce soluklarımız karıştırdı geceyi terlerimiz tenlerimizde yoruldu gizledin içindeki sızıyı tarifsiz ve sorulmayacak sorularla sakladın yakınken aramızdan ışık sızmayacak kadar usulca örttük ürkekliğimizi istemesen de anlattı gözlerin yitikliğini gömülüverdi tırnakların çocuk avuçlarına sanki hiç yaşanmamışçasına o gün yaralanmış ve kırık baktık hayata parça parça dağılıp unutulmaya durdu anılar anladık: “kısadır düşler, sürekli yaşanamaz” Metin Celâl