Kültür, bir şeye cesaret edebilme sorunudur, diyor Tezer Özlü. Üzerine bazen düşünür, bazen de hayatın talepleri öyle gerektirdiği için düşündüğümüzü bile bilmeden o adımı atarız. Kültür bir lüks değildir o takdirde. Damlaya damlaya, bazen de gürül gürül akarak bir medeniyete lâyık olmanın birikimini sağlar. Kültür gibi sanat da, insan varlığı üzerine düşünme konusunda bir tazelenme ihtiyacı ve arayışı demek. Dün söylediğine bugün yeni bir gözle bakmak, cahillere özgü olmayan bir cesaretle olası. Kültür, hayatı anlama ve düzenlemeye dönük yorum denemeleridir , öyleyse, hayatı üstlenme anlamını taşır. “Yaşamak umrumdadır” diyor ya şair… Kuşkusuz kültür seçimler gerektirdiği için bir kısıtlanma, sınırlanma anlamını taşıyor. Gönlünüzce hareket etmiyor, çeşitli saikleri göz önünüzde tutuyorsunuz o cümleyi kurarken. Cinayet romanları yazarı Phyllis Dorothy James, "Samimi Olma Zamanı" başlıklı hatıratında yazarın okuruna ve kendisine karşı oluşturduğu “merhametli mesafe”den sö...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"