Ruhun ateşli aşkı Ey aşk, hani iyiydin sen; Niçin, beni böyle incittin? İkiye bölünmüş kalbim, Tutuşmuş ateşiyle aşkın. Alev alev yanıyor, nereye sığınsın? Zincirlere vurulmuş kalbim, nereye kaçsın? Eriyip tükeniyor, güneşe tutulmuş balmumu gibi; Yaşıyor, ama ölümle kol kola, çırpınıyor çılgınca. Dualar ediyor, atabilmek için bir iki adım daha, Ne çare ki, bu cehennemlikte yanıp kavrulacak; Vay bana ki, burası benim yerim olacak! Ben de konuşurdum eskiden, artık mühürlü dudaklarım, Ben de görürdüm eskiden, artık kör gözlerim! Sesim kısık, yine de duyuyorsun beni ; Bu uçurumda, ruhum çırılçıplak ve hissiz. Düşerken yükseliyorum, giderken geliyorum; Kaçıyorum kovalarken, elim kolum bağlıyken özgürüm. Ey aşk, neyledin beni? Çılgına dönmüş haykırıyorum: "Senin ateşli gücünü sınamak için, Yakışır mı bana ölüm?" Aşk, aşk, sen bir hiçsin; oysa, dilimden düşmüyor hiç şarkın! Kalbimi derinden yaralayan, senin yaralı elin. Aşk, aşk; seninle kendimi bildim, sana...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"