Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ali Kınık etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

30 Şubat

30 şubat’ta mı geleceksin, başım gözüm üstüne, peki gel Menekşeler yetiştireceğim senin için, bekleyeceğim Saçlarım taralı, gömleklerim ütülü Sobaya bir odun daha atacağım, peki gel Eski fotoğraflara bakarız belki, eski şarkılar dinleriz “Ah ne çok sevmiştik birbirimizi” 30 şubatta mı geleceksin, peki, gel… Hani mevsim kışsa, yıldız bulmam zor olacak Bulutlar geçecek gözlerimden, ihtimal… Kızıl-kıyamet olsa da her tarafım, üzülme, Ben kara gözlü bir çocuğum, kendime masallar anlatacağım.. Bir masala tutununca ellerim kanasa da, Uyuyunca geçecek, biliyorum, Kendimi dizinde uyutacağım… Biliyor musun, sen olmayınca ben bir tuhaf oluyorum 30 şubatta mı geleceksin, peki…gel… Sen kapıdan dönmeyesin diye, evden çıkmam, merak etme Kar olur, kış olur, üşürsün, neme lazım Bir çay koyarım sobaya, radyoda incesaz… Terliklerini çıkartırım dolaptan, odamız hüzzam, odamız hicaz.. Henüz almadığım bir mektup gibi bekleyeceğim seni Aslında o kadar da kötü değilim, kafana tak...

Baba Gitme

Bu mevsimler, hepten yalancı, baba Sonra hep kar yağıyor, sonra hep kızıl-kıyamet.. Senin saçlarına kar yağmaz mı hiç, Senin bıyıkların donmaz mı tipilerde.. Sen üşümez misin baba, Sen üşürsen ben ağlamaz mıyım?.. Ayaklarına kapanayım, bu karda-kışta yolu tutma.. Baba…Ne olur gitme.. Baba, bak, vallahi masallarım kahramansız kalıyor Zambaklarım soluyor, Zümrüt kanatlı kuşlarım ölüyor.. Baba, ben bu saklambaç oyununu hiç sevmiyorum.. Sağım-solum sobe… Nereye saklanıyorsun böyle, Seni hiçbir yerde bulamıyorum baba.. Kurbanın olayım, bana bu oyunu oynatma Baba…Ne olur gitme!... Neden en çok sen gidiyorsun, Neden en çok ben seni özlüyorum.. Baba, görmüyor musun, bulutlar çok karanlık Ceketin ıslanır, ayakkabın su çeker Ve sen de beni özlersin sırılsıklam Baba, vakit akşam, gel inat etme Baba…Ne olur gitme…. Baba, sen gidiyorken ben hiçbirşeyi anlamıyorum Göklerden çağrılmak ne demek, Yeni bir dünyaya doğrulmak da ne… Baba, bulutlara binmek ne? Gökk...