Ben aşkı bir üveyikten satın aldım, yaşım onaltı O zamanlar bakır rengiydi dağlar Daha şıvan düşmemişti böğrüme Daha deli deli esmemişti rüzigar Kalbim acıya düşmemişti Sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım Halayda delikanlı başı olacaktım Bıyıklarım yeni terlemişti Gurbeti İsmail dayımın gönderdiği Kuru üzüm ve fıstıknan Bir de İstanbul fotoğraflarından Tanımıştım Hey deli yanım Türkülerim ince gül dalım Gönül közüm Verdiğim sözüm Ne zaman duman olsa Munzur`un doruklarında kalırdı gözüm Arada bir durup Fırat`a bakışım Ve yanımdan ayırmadığım Bir üveyikten satın aldığım aşkım Yani ahretlik gülüyordum İstanbulu fotoğraflardan Vurgunu üveyikten biliyordum O zemheri akşamında Oturup tandırın karşısına babam Oğul yürü, dedi Yürüdüm Topak oldu babam, acıdan yumdu gözlerini Yalnız bir "ah" etti anam Sessizce ırmağa düştü sözleri Yürüdüm Terleyen bıyıklarım Şahin bakışım Ve yıldızlı gecelerimde birinde canım Bir üveyikten satın aldığım halis ...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"