Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İbrahim Sadri etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ben Aşkı Bir Üveyikten Satın Aldım

Ben aşkı bir üveyikten satın aldım, yaşım onaltı O zamanlar bakır rengiydi dağlar Daha şıvan düşmemişti böğrüme Daha deli deli esmemişti rüzigar Kalbim acıya düşmemişti Sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım Halayda delikanlı başı olacaktım Bıyıklarım yeni terlemişti Gurbeti İsmail dayımın gönderdiği Kuru üzüm ve fıstıknan Bir de İstanbul fotoğraflarından Tanımıştım Hey deli yanım Türkülerim ince gül dalım Gönül közüm Verdiğim sözüm Ne zaman duman olsa Munzur`un doruklarında kalırdı gözüm Arada bir durup Fırat`a bakışım Ve yanımdan ayırmadığım Bir üveyikten satın aldığım aşkım Yani ahretlik gülüyordum İstanbulu fotoğraflardan Vurgunu üveyikten biliyordum O zemheri akşamında Oturup tandırın karşısına babam Oğul yürü, dedi Yürüdüm Topak oldu babam, acıdan yumdu gözlerini Yalnız bir "ah" etti anam Sessizce ırmağa düştü sözleri Yürüdüm Terleyen bıyıklarım Şahin bakışım Ve yıldızlı gecelerimde birinde canım Bir üveyikten satın aldığım halis ...

İstanbul'a Kar Yağıyordu

Yetmişdokuzun kışıydı Sertti, soğuktu İstanbul'a kar yağıyordu Kömür yanıyordu sobalarda Geceleri polisler, bekçiler oluyordu Bir de biz oluyorduk Ölümüne üşüyorduk ha, Yalan yok, polisler de üşüyordu Onaltı yaşındaydım Herşeyi bükecek bileğim vardı Onaltı yaşındaydım Aslan gibi ortadaydım Gündüzleri, okulda coğrafya defterimin arkasına Senin için şiirler Geceleri duvarlara ülkemi kurtarmak için Kahrolsun yazacak kadar adamdım Onaltı yaşındaydım Ne senin haberin oluyordu şiirlerimden Ne de birileri kahroluyordu Mahalle duvarlarına çiziktirdiğim harflerimden Onaltı yaşındaydım Yalan yok Ben yazmaya böyle başladım Coğrafya defterim bir eskiciye kurban gitti Duvarlarına yüreğimi bağırdığım o evler birer birer Yıkıldı gitti Şimdi güzel kağıtlara yazıyorum Kocaman laflar ediyorum Marşlar biliyordum Kitaplar okuyordum Koşarak ve ıslanmadan geçiyordum sulardan İstanbul'u seviyordum Seni seviyordum Dualar öğreniyordum Meydanlarda toplanıp bağırıyordum ...

Nan Gibi

Ve gözlerin gelir geçer içimden Su içerken sen sokulurken akşam kızıllığına Ekmeği bölerken Yalnızsam yıllar nasıl geçmişse aradan Unutmak kolay sanmışsa şarkılar Şiirler yalan yazmışsa ayrılığı Kör olsun sözlerim,unuttuysam adını An gibi aklımdasın Gelir geçer gemiler Belki sende geçersin diye Bir kumru konar her sabah pencereye Bir miladı taşır gece bir yıldız Soğuk olur,üşürsün ya adamakıllı Hani sarılırsın kendine Hani aklın karışır Bu bir divaneliktir gönül aha alışır Ömrüm bitse ne çıkar Can gibi aklımdasın Gündür bu geçer gider Belki bir şey kalmaz sanırsın Yani bir sabah uyandığında Ne hayatın tortusu ne kokusu alışmışlığın Her şey başka olacaktır Başka bir otobüs başka bir gazete Resimlerden silinecek yüzün belki de ne adın ne sanın Bir şafak vakti açınca gözlerini Bir merhabayla Yeniden kurulacak dünya Ve sen her şafak Nan gibi aklımdasın Bazen bir şey geçer içinden insanın En ücra yerlerinden cesaret gibi bir şey Ne olacak işte kömür yanm...