-Nasıl anlatsam ekimin sonunu- Basit çıkarlar sövüyor sözlerimden içeri. Seni sevdiğim şehirlerde Yok satıyor şiir. Çürük sevinçli insanlarda; aşk, Kapalı gişe. Bilirsin parlayan hasetimi Ah sevgili Listana, Bilmediğim ne var İnsanlarla aranda? -Ekim çalışılmış bir ölüm, şairane bir çözüm- Böyle en güzelsin işte Tanrınla koyun koyuna. Şu güneş senin görkemli tanrın Yalanlandı asırlar önce, Hala sabahçı saçlarında ve gececi gözlerinde Mucizeler gösterdiği halde. -Umudun saklı krallığı usta sahtekarlığı- Aslında seni tanrıdan dilemek var da Vişnelere çaput bağladım inancımı, İçkilere ömür dağıttım. Antik tanrıçalarla andım adını. Sanırım yeryüzünde, Uzlaşacak tanrı kalmadı. Gerçi düşündüm de senin şu başyapıt gülüşünü Bir şair daha anlatmıştı. Zaten hep yazdı dergiler: Tanrı kendini yineliyor! Gençlere fırsat verilmeli. -Kanıtsız bir bozgunun ipucu pazarlığı- Ama o biraz beklesin, Sen de bekle güneş de geçsin. Akşamüstleri daha yakışıklıyım Uğraş...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"