Kimse anlamıyor mezarım hazır yıllardır yüreğimde eski evlerin yandığını bilmiyorlar çocukluğumdan telaşlıydım sonrası hikaye dilime şiir düştüğünde anladım hakikati yalnızlık varken beş para etmiyormuş aşk sattım olmadı aldım olmadı çoğaldı azalmadı bezirganlar çerçi toplar atlas kumaş geniş yayvan mavi deniz lolipop şeker gırla hayat yüreğim dar yağmur düşerken camına deniz gören evinin öyle bir sallandı ki dünya içinde titreyen yüreğimin biliyorum adım gibi seninde gamzelerin var bu inadın yüzünden gülmüyor bana hayat saklısı makbuldür en acıyan yanlarında gülün zannediyorum ki böyle bir ilk bahar sabahında bir yürekten diğerine geçerken gelecek ölüm ruhumun gölgesinde duvar ısıtan mumun alevi seyrine daldığım can evimin orta yerinde aklımı rüzgara kaptırmış kader diyip geçerken titremelerime havadan atladı kaçınca kantarın topuzu düşünemedim kalkmayı oturduğum yerden üşüdüm al diyor başını çek git bu dünyadan topla tasını tarağını ne varın vardı da ne yokun...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"