İstanbul deyince aklıma martı gelir. Yarısı gümüş, yarısı köpük Yarısı balık, yarısı kuş. İstanbul deyince aklıma bir masal gelir, bir varmış, bir yokmuş. İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir, Anadolu'da, toprak damlı bir evde, Gülcemal üstüne türküler söylenir. Süt akar cümle musluklarından, direklerinde güller tomurcuklanır. Anadolu'da, toprak damlı bir evde çocukluğum, Gülcemel'le gider İstanbul'a, Gülcemal'le gelir. İstanbul deyince aklıma, bir sepet kınalı yapıncak gelir. Şehzadebaşı'nda akşam üstü, sepetin üstünde üç tane mum. Bir kız yanaşır, insafsızca dişi, boyuna, posuna kurban olduğum. Kalın dudaklarında yapıncağın balı, tepeden tırnağa arzu dolu. Sam yeli, söğüt dalı, harmandalı, bir şarap mahzeninde doğmuş olmalı. Şehzadebaşı'nda akşam üstü, yine zevrak-i derunum, kırılıp kenara düştü. İstanbul deyince aklıma Kapalıçarşı gelir. Dokuzuncu senfoniyle kol kola, Cezayir marşı gelir. Dört başı mamur bir gelin odası; ...