La salle à manger Bir dolap, rengi benzi solmuş, Büyük halalarımın sesini duymuş, Büyük babama kulak kesilmiş, Babamın konuşmasını dinlemiş, Dolap pek de sadık o anılara; Güya hep susuyormuş, kim demiş, Ben onunla konuşuyorum ya ! Duvarda bir ahşap saat, guguklu, Çoktandır çıkmıyor sesi soluğu; Ona soracak değilim ya sebebini, Çalışmıyor işte, kırılmış belli ki; Eskiden çıkardığı sesi duysanız, Ölüler aramıza döndü sanırdınız ! Bir de yiyecek dolabı, epey eski, Mum kokuyor, içinde reçel, et ve Ekmek, bal armutlardan bir de; Evde ne var ne yok, ikram etmeyi Seven eli açık bir hizmetçi sanki. Nice bay bayan geldi evime ve hiçbiri Şu küçük canlara inanıp güvenmedi. Ve bir misafir içeri girerken beni yalnız Sanıp: "Bay Jammes, nasılsınız ?" Diye sorunca, bir gülme tutuyor beni. 1898 Francis Jammes Çeviren: Yakup Yaşa
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"