Sesinde ürperen yağmurlar diziliyor kirpiklerime içime doğru ince ince ağlıyor gözlerim ne zor şimdi yutkunmak boğazımda buz tutan damlaları. Geçmişin aralanan penceresinden savrulurken efkârımın kara tülleri... Sürgünden döndüğüm bu ilk gün neden geçmişle geleceğin kol gezdiği bu köprüdesin ? Kibrin buzdan kalesini erittin de mi geldin? Onurun demirden dağlarını yıktın da mı geldin sevgili ? Sarmaşıklar kuşatırken siyah beyaz resimleri gelinciğin göğsümde son nefesini vermesi gibi, Neden dönüp dönüp yeniden sevdim seni ? Beklemek en koyusudur sessizliğin bir çıtırtıda tuz buz olursun. Ondandır belki şimdi bir merhaban ile yerle bir ettiğin beni, İntihardır hercâi gözlere bakmak şimdi. Ya halâ havalanıyorsa gözlerinden gökyüzüne serçeler Halâ geçiliyorsa o sonsuz yıldızlı gecelere, Ya halâ ilk yaz günü gibi ısıtıyorsa içimi bakışların Ne çok ıslattım göğsünü Gecelerin.! Ayrılığa kamaşan hercâi gözlerini özleyerek... Ah sevdamın yaralısı yenik gelincik ah kara d...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"