Ayak seslerimiz duyulmayacak o karşılaşmada... Ruhlarımızı kaybetmişiz de (Yürüdüğümüz sokaklarda, gecelediğimiz evlerde) Onları arıyoruz sanki... Sanki sokaktan eve dönüp ışıkları yakmış Konuşuyoruz, eskiden olduğu gibi — dolaşarak Ya da bir gürültüye kulak vermek için durarak. (Küçük gürültüleriz biz, gürültü ederiz, Küçük kanatlarız biz, havaya çarparız...) Birbirimize dokunur sonra uzun zaman susarız Yüz yüze eğilip birbirimizi tanımak için. (Sonu olmayan gizli bir ilişkidir tanışıklığımız...) Uyku yavaş yavaş gelir ve sarar bizi. Tanıdığımız yüzler, dokunduğumuz eşya, Bir yüzden kalan izler, buluşmalar, yanıp sönen bakışlar, Yüreklerimizde ışıldayan yeryüzü, Girip çıplak ruhlarımıza bir bir onları paylaşırlar... Bilmiyorum estirdiğimiz rüzgâr mı bu Küçücük çığlıklarla doldurduğumuz Yürüdüğümüz sokaklarda, gecelediğimiz evlerde Şimdi bize yas tutan. Bilmiyorum kar mı bu bizi örtmeye gelen... (Nerede bulacaklar bizi sabah olunca, çanlar çalmaya başladığı zaman?...) Yorgo Temelis
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"