Ana içeriğe atla

Kayıtlar

zerrin taşpınar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yaz Bitti

    Dalgın bir kırlangıçtı annem     uçmayı öğretmedi bize     yaz bitti… yaz bitti…Kendine dönük bir bıçağı bileyerek bitti yaz…Usulca soldu iskele üşüyen sulara bıraktım bedenimi dedim ki aşk, bir kez daha fırlatıp kıyıya attı dudağımdaki tuzu emerek sessizce yalvararak içine çekti sonra. Ah! Bir deniz kızı olsam bir mercan ada mavi bir yelkenli kimseler anlayamıyacak bu ilişkinin bende çoğalttığı kederi Her sabah nar ağacından öten bülbülü anlattım ona sözcüklerimi sorgulayan kül rengi kuşunu akşamüstlerinin asmanın bu yıl üzüm vermediğini anlattım dalgaları dinlediğim geceleri, herkesten gizli. Kumsalı avuçlayıp okyanusu tanıdığımı anlattım bir denizatıyla yaşadığım düşünsel serüveni güneşin tenimde nasıl dolaştığını ve unutturduğunu yalnızlığımı dağların ucuna konup konup kalkan bulutu anlattım O bana ne ölüm oruçlarında kalan ömrümü sordu, ne kirli savaşı ne de askere alınan oğluma getirdi sözü erken inen bir yaz gibis...

Ardıç Kuşu ve Sevda

Yüzünü biriktiriyorum şimdi çünkü ben, bir ardıç kuşu gibi kendi ölümüyle beslenen güncesi ayrılıklarla dolu ve teni her yaz ayrı güneşlerde yanan bir çocuğum. Ne kadar alışkınım bilsen yazılmayacak mektuplar için adresler alıp-vermeye yılların yorgunluğuyla sararan silik, umarsız, gizini saklı tutan ve bir daha yaşanmayan resimlere. Yüzünü biriktiriyorum. Çünkü yüzün bir sevda tohumu şimdi. Geçerken ürpertilerle karanlıklar içinden tutsak ve ağzımıza sığmayan dillerimizle geçerken gecenin pususunda bir ırmaktan bütün özlemleri tadan, bütün romanlarda yeniden dünyaya gelen o çocuk ağlıyor arkamdan beni bırakma… Bırakma beni… Kaç kişinin gücü yetmiştir yasaklanmış bir aşkı savunmaya… Yüzünü biriktiriyorum şimdi. Soyları kocalarının adında eriyen göçmen kadınlar gibi, hüzünlü ve sesim titreyerek ne kadar alışkınım bilsen bütün kanamalara… gülümseyerek. Bir ardıç kuşuyum ben toprağa düşeceğim bir gün içimde çimlenen tohum çatlatıp yüreğimi ağaca dö...