içeriye girmeden eşikte durdum koklaması gibi bir kedinin tehlikeyi ne mahcupluktandı ne de kararsızlıktan dönüp dönüp uzakları seyredişim benimle birlikte dolan soğukla donup kaldı çay bardaklarının neşesi kararsız ve şaşkın ev hanesinin dönerken davetsiz konuğa bakışları sisi henüz çekilmiş bir ovanın ortasındaydım sanki çarpık yüzümle günlerdir bozguna uğramışlığımı karın karanlığı bile saklayamamıştı öylesine uysaldım ki sen bile şaşardın kayıtsız susarken bütün imalara böyle değil mi paylanan her çocuğun suçunu başını eğerek kabul etmesi olacağı buydu, yine de zor ama benim evime dönüşüm, senin kendine dilerim kısa olur üzülürsen eğer ağlarsan acısız olsun gözyaşların zaten gitmemiştin diyeceksin hiçbir yere burada da değilmişim gibi yaşıyordum yüreği yılgınlıktan çatlayan bir hayvanın derisinin nerde kalacağının ne önemi var “boş yere zorlamışız akan suyu tersine imkansızmış yaralanmış bir aşkı sağaltmak “geçmişi bir daha açmayacağım” sözünü ne ...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"