sabahın görülmeyen karanlığında, ruhların titrediği vakit ortaya çıkar yalnızlık. sonra, suların diplerini kendine mesken eder, hiç çıkmamak için yemin etmiştir sanki oradan. ama yengeçlerden rahatsız olur herhalde.. kaçar oradan arkasına bile bakmadan. sığınacak başka bir yer arar, sonra kendini bir mahzene kapatır. yıllanmış şaraplarla sarhoş olur. birden kapının açıldığını farkeder, mutlu bir yüzün içeri girdiğini hisseder. ama iyi bilirim ki o mutluluktan nefret eder. ordan da kaçar korkarak ve apansızca, sonra ısssız bir çölün ortasına bir vaha yapar kendisine. kaynağından su yerine kan çıkar, ve ağaçları hep kaktüslerdir oranın. birden dertli bir insan görür, sevinir o da yalnız kalmış diye, mecnun olduğunu anlar onun , sonra döner deliye. isyan eder kendi kendine bağırır, çağırır, hiç gidecek yerim yokmu diye.. aklına parka bir fikir gelir. bulutların arkasını düşünür. orda beni kimse rahatsız edemez diye. başında şimşeklerin çaktığını görür birden, so...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"