Ana içeriğe atla

Kayıtlar

istanbul siirleri etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bir Şiir Üstüne Çeşitleme

Külrengi bulutlarıyla güz günlerinin Sevdiğim İstanbulu gibisin Gene de çağırıyor yüreğin Daha aydınlık bir yeryüzünü Her zaman genç gözlerinde gülüyor Su kocamış ve yorgun İstanbul Gene de yaşıyor ve sırlı aynasında Bana gösteriyor senin yüzünü Ayak basmadığım çorak bozkırda Sevdiğim Anadolu gibisin Gene de bekliyor yüreğin Uzakta ve elinde olmayanı Sevecen gözlerinde tükeniyor Hasret rüzgarlarıyla Anadolu Gene de üretiyor ellerin Yeni baştan ve umutla sevdanı İstanbulum Anadolum sevdiğim toprak Ne kadar yakınım sana Ve ne kadar uzak Onat Kutlar

İstanbul

İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul'dasın Havada kaçan bulutların hışırtısı Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor Yenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler Hiç kımıldamıyorlar Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor İnsanlar sokak sokak çarşı çarşı ev ev İnsanlar sırt sırta omuz omuza verip durmuşlar Boyunları bükük Yorgun asabi kederli kindar Yığın yığın olmuşlar hepsi köprünün açılmasını bekliyor Bir anda şehrin dört bucağına akacaklar Bir anda iki ayrı kıtadaki insanlar gibi Fatihliyle Beşiktaşlı sarmaş dolaş olacak Sarı uzun yüzlü cesur işçiler Dört köşe halinde veya dağınık bir şekilde durmuşlar Hiç konuşmuyorlar Benim onları birer birer çalıştıkları yerlere götürüp bıraktığım olmuştur Hepsi dar kapanık yerlerde, sıkıntılı işlerde çalışırlar Hepsi deli gibi severler yaşamayı Bu en önde giden grup Tophane'de Dikimevi'nde çalışır Sekiz kızdır ancak üçü evlenmiştir Bu saçları darmadağın asık suratlı delikanlılar K...