Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Devrim Murat Dirlikyapan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Karla Gelen

geldiğin gece kar yağmıştı kentin üstüne gökyüzünden sorular düşüyordu hiç durmadan. nasıl da kalabalıktın sen; bütün kollarımla sarılıyordum da vücuduna, kapıda kalıyordu yine de bir yarın… ilk o zaman anlamıştım bu eve fazla gelen bir yanı vardı bu buluşmanın ve daha o geceden belliydi, aşkımızın boyumuzu aşan yüzlerce ayak izinden ve kar sıcağı sorulardan yapıldığı. alıştığımız bir şey değildi oysa, karda tipide sulara düşmek bir ateşin ağzından, yeni bir ejderha oluvermek buzul çağında ve ansızın çatlatabilmek zamanı en ağır yerinden. yüreğini düşürmüş binlerce sevgiliden kopuşa kopuşa mı buluşmuştuk seninle, beynindeki canavarı mı öpmüştük kentin bütün “kitap yüklü merkepler”inin?”1 ne çok avcı yağmıştı gözlerinin peşinden ve ne çok çığ dayanmıştı kapımıza. görmüşlerdi seni saksofon çalar gibi öptüğümü ve yıllarca düş kırıklığı toplayan şairin yerin altında artık bir aziz kent maketi kurduğunu. o gece ilk defa, aşkın bu kente yenilmediği bir yerdi sokağ...

Buluşmada

yine bütün güzelliğini kuşanıp gelmişsin gözlerinde şafaklar söküyor umutlar doluşmuş kirpiğinin ucuna bu kör karanlıklar içinde gözlerin gibisin hangi mevsimden topladın yüzündeki parıltıyı o uzun uzadıya emilesi dudaklar hangi yemişin kırmızısı bu zemheriler ortasında güzelim afrika sıcağında mı getirdin gülüşünü yine bütün güzelliğini kuşanıp gelmişsin gamzelerinde baharlar çizgileniyor bir söğüt dalı saçının her teli firari özlemlerimin tutuklusu gibisin bilmem bu kaçıncı âşık oluşum sana bu kaçıncı şiir tadı her buluşmada çoğalıyor gökyüzü kalbim titriyor dilin dilime değince ah üşümek midir bu yangının adı dünyam güzeli götürme bütün güzelliğini Devrim Murat DİRLİKYAPAN

Gökyüzü Matkapçısı

'müzik gökyüzünü oyar' Baudelaire prolog: bir garip uzaylıdır ibrahim, ne bulgaristan'da doğmuş ne rusya'da yaşamış ne de türkiyeli olabilmiştir. ozon delindiği için filan değil müzik gökyüzünü oymuştur da ondan düşmüştür buralara. sen de ibrahim sen de bir yanlış notasın dolaşıp durma artık, 45'lik yüreğinle seyyar bir antikacı dükkânı gibi kayıp şarkılar arasında. sen woodstock değilsin ibrahim kapama gözlerini, öyle soyu tükenmiş bir festival gibi her yağmur dönüşlerinde. bir hayat geçti ibrahim bir hayat geçip gitti dışardan biz günbatımını seyrederken sinemalarda kaç bin karanlık gün doğurdu dünya, onlarca bunak ülke ve ölü gezegen. nicedir aydan haber yok ibrahim ve nicedir yıl 1969 değil. kerouac "yolda" biz zaman yolculuğunda olmuyor böyle ibrahim, duralım biraz biraz tay durabilen çocuklar bulalım. içmesek bu gece kurur muyuz rock dul mu kalır, ölürse alkol ah ibrahim, yine bozuldu musluklar hıncahınç yalnızl...

Yanlış ve Yabancı

trenim öldü akşamdan kalma bir yabancıyım artık beni bu çağdan topla kalbim kimsenin beklediği devrim değilim, ne sevebildim yerimi ne dirlik yapabildim, kolay bitmedi gecen şarkısını yitirmiş çingene bir çocukla ağır yaralı iki bacak gibi yanyana sabaha kadar devrildim, bir göç imgesine saklanıp kaldı ayaklarım ah yollar, görmediler ki beni gidebileyim. geceleri altını ıslatan bir bulut muydu o çocuk kaç damla yağmur yedim de böyle şişmanladım ki düşlerin kanatlarına bile ağır geldi bir zamanlar leylakların getirdiği bedenim ah kalbim, ben asaleti bozuk tanrılar çağına mı düştüm, bunca yıldır gezerim hiç böyle dünya görmedim. trenim öldü durdu zaman makinem öyle çok sonlar buldum ki artık bilmiyorum nereden başlamalıyım hiç bulamadığı kapağıyım tencerenin bir buluşmalar yabancısıyım, koskoca yıllar yanlışı… artık beni bu çağdan topla kalbim bir şarkıya binip gideğim. Devrim Murat Dirlikyapan