Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şükûfe Nihal Başar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Türk Edebiyatı'nın açmamış çiçeği; Şükûfe Nihal

Su Kalbinden kalbime akan bir sesti Akşam gölgesinde çağlayan o su... Sesini en tatlı yerinde kesti Bizi sonsuzluğa bağlayan o su. O su, bir sır gibi mırıldanırdı; Göğsünde bir sarı ay yıkanırdı; Bizi Leylâ ile Mecnun sanırdı Gamlı yolumuzda ağlayan o su... Sessiz ruhumuzu o bestelerdi, Bize "Unutalım dünyayı" derdi... Bir aldı sonunda verdi bin derdi, Bizi bizden fazla anlayan o su. Şimdi ne akşam var, ne ses ne dere; Yolumuz ayrıldı başka ellere; Benzetti bizi bir kırık mermere Ruha zehir gibi damlayan o su. Şükûfe Nihal Şükûfe Nihal, Türk edebiyatının en duygusal, en içli, en mahzun ve aynı zamanda da en unutulan bir yazarı ve şairidir. Şükûfe Nihal özgürlüğe tutkun, mücadeleci ve ayakları üzerinde dimdik duran bir kadındır. 1896 doğumludur… Babası V. Murat'ın başhekimi Emin Paşa'nın oğlu, Eczacı Albay Ahmet Bey’di, entelektüel birisiydi.. Annesi Nazire Hanım. Soy kütüğü, baba tarafından Katipzadelere, anne tarafından Fatih Sultan Mehme...

Son Hatıra

Adını ellerimle çizdim altın kumlara, Küçülen gözlerimde kurudu son damla yaş; Kumsal, deniz, sal, rüzgâr senden en son hatıra Solan ruhumda sana bembeyaz bir soğuk taş!… İşte, rüzgâr esiyor, dalgalar coştu yine, Kumlara işlediğim hayalin de kayboldu, Hicranınla yanarken ben derinden derine, Karşında, solan yüzüm gibi, güneş de soldu… Dalgalar, sürükleyin beni de enginlere, Kumların arasında ben de bir parça taşım… “Ayrılmayız beraber dalarız derinlere!” Derken bıraktı gitti elimi arkadaşım… Şükûfe Nihal Başar

Bir Şey Unuttum

Yolum uzundu biraz, kayalıklar çetindi; Sona yaklaşınca da gün bitti, akşam indi; Dediler;"Pek boş yere değil verdiğin emek,      Eriştin demek" Hazırlık da bir büyük savaş bu yolculukta... Ne uçurumlar aşmak gerekmiş bir solukta! Bir cılız su başı da bulsam şimdi tasam yok; Dayandığım kayaya değemez ateş ve ok!      Yalnız, Gönlümde bir acı var, adını bulamadım;      Kırık bir kanadım! Bir şey mi kaybettim ne, ellerim bomboş gibi. Bir yakuttan kadeh ki varlık, çatlamış gibi.      Ses mi çiçek mi desem;      Işık mı renk mi desem; Sanki geçtiğim yolda bir şey unuttum. Şükûfe Nihal Başar

Neme Yetmez

Yakut, mine, zümrüt bana birdir kayalarla; Bir gül dikeninden kanayan el neme yetmez? Kâşâne, sedir, sırma, ışık onların olsun; Bir köhne kitap, bir sarı kandil neme yetmez? Rûhum ki yanıktır ve şifâsızdır ezelden, Sarmak dilesem, bir kara mendil neme yetmez? Dağlar neme yetmez, bağlar neme yetmez? Bir kuş ki benim derdime ağlar, neme yetmez? Yanmaz ateşinden deli gönlüm bu diyârın, Gökten bir alev bağrımı dağlar, neme yetmez? Kestimse ümîd artık ezelden ve ebetten; Bir eski rübâb ömrümü bağlar, neme yetmez? Bir çölde biten dal gibi ıssızsa da rûhum, Dost âleminin ettiği kem söz neme yetmez? Vardır anacak bir gün olup ismimi elbet, Bir servinin altında dolan göz neme yetmez? Dağlar neme yetmez, bağlar neme yetmez? Bir kuş ki benim derdime ağlar, neme yetmez? Şükûfe Nihal Başar

İnanma

Güldümse inanma, bil ki bu gülüş Güldüğüm sabahın bir rüyasıdır Dudaklarımdaki acı bükülüş Veda akşamının sonsuz yasıdır. Hangi kudret var ki solan ruhuma Senden sonra yeni bir ışık versin Söner gün geçince bu hain humma Ağlar mıyım başka acıyla dersin? Bir salgın alevsin içimde bugün Yakmaya en sönmez yerden başladın Eriyip sönersem ancak büsbütün Sevmiş diyeceksin beni bu kadın... Şükûfe Nihal Başar

Su

Kalbinden kalbime akan bir sesti Akşam gölgesinde çağlayan o su… Sesini en tatlı yerinde kesti Bizi sonsuzluğa bağlayan o su. O su, bir sır gibi mırıldanırdı; Göğsünde bir sarı ay yıkanırdı; Bizi Leyla ile Mecnun sanırdı Gamlı yolumuzda ağlayan o su… Sessiz ruhumuzu o bestelerdi, Bize “Unutalım dünyayı” derdi… Bir aldı sonunda verdi bin derdi, Bizi bizden fazla anlayan o su. Şimdi ne akşam var, ne ses ne dere; Yolumuz ayrıldı başka ellere; Benzetti bizi bir kırık mermere Ruha zehir gibi damlayan o su. Kalbinden kalbime akan bir sesti Akşam gölgesinde çağlıyan o su; Sesini en tatlı yerinde kesti, Bizi sonsuzluğa bağlayan o su. Şükufe Nihal BAŞAR