İçimde kırıldın kristal Koptun, parçalandın, dağıldın, yittin bende Hiçbir ışık bulamaz en küçük emareni Canıma katıp sakladım seni Geceler boyu ıssız ve tenha vadilerinde şehrin Simsiyah uçurum ağızlarında yasakların Yıldızlara verip ağrıyan yanımı Erittim içtim seni kristal Kimse bulamaz artık Kimse bilemez yüzünü, ellerini, gözlerini Ve öpüp içtiğim alnındaki aşk iksirini Duyulsun artık, bilinsin istiyorum Seni ben yok ettim göz bebeklerimde kristal Diplerime, köklerime, toprağıma ektim tohumunu Bereketli yağmurlara karşı tutarak gövdemi Efsunladım seni Cadılar, ecinniler, müneccimler ve büyücüler bulamaz Keşişler, dahiler ve bilgeler asla bilemez İçimin derin sırlarına kattım seni kristal Ellerime, gözlerime, dilime, dişlerime sürdüm çıldırtan sesini Ve zifir gözlerinden ağrılar akmasın diye Ruhumda yaktım bütün parıltılarını Ve çocuksu gülmelerini içip içip Suda eriyen şeker gibi yok ettim seni içimde Yorgun bedenlerde gizlenen hüzün gibi gizledim seni...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"