Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Dilek Akın etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Batıl Şiir Duası; Manifesto

Bazen yaşamak; ağır ve ağrılı bir ölüme sebebiyettir. Hayat tıkılıp kaldığın bir fanus olduğunda ölüm; tek nefes alma şeklidir. Her şair nefes darlığını şiirle genişletir. Batıl bir inanca göre; şiire sağ ayakla girmem gerekiyordu, sağım solum belli olmuyor bugünlerde ve omuz kavgasında meleklerim. Şiiri kalemine göre uzat diyorken Tanrı mürekkepten çalmayı düşündüm ki düşünmek; Ağır suç, düşünüyorsun o hâlde susacaksın. Sırf bu yüzden şiirimden sürgün edilebilir, toplama kampında imge dilenen bir mülteci olabilirdim ve yetersiz mürekkeple çarpık yapılaşan şiir taşıyamaz gerçekleri, başımıza yıkılabilirdi. Dualarla ölüm ertelenmezdi elbet ben de yaşayan her şizofren melek gibi şiirin dize doğuran rahmini bir duayla tıkadım. Batıl bir inanca göre; umut ışığı kısıldıkça ve kısaldıkça düşler şiirler uzar… Tanrı’m, beni uzun şiirlerden koru! Âmin. Batıl inançlarım yoktu esasında, ama batıl bir inanca göre yazıyor dahası yaşıyordum. Kapı çalmamış, posta...

Şiirlere Saklandım / Bul Beni

özneliğimi gizlediğim cümlelerde sakla kendini satır aralarına kimseler görmeden sevişelim kelimelerde... son nefesini veriyor sözlerim / şiirlerle yıka, öyle göm ısmarlama yüreklerle yaşanmaz sevda kuytularına sığınır bir dilenci avuç açar şiir avlularında yaşlanırken bugünler dünleri doğurur durur yeniden yaşama sustum / sen de sus bana gel diyebilmek kadar zor bir gidişi beklemek oyalanır korkular bir çelmeyle hayaller düşünce sus(a)mak kana kana bir tutam nefese ve aşka sesimin gölgesinde kal / orada seni bulamazlar bozulur aşkın tuttuğu lades ve tutunduğu bileklerinden hoyratça kesilebilir sevda buza şiirlere sığınılır üşüyünce duygular anlamsızlıklılardan bozma anlamlar kuşatmasında tek bir ses yankılanır boşlukta; gelmeden gitme bir daha... Dilek Akın

Sızımın Gizi; Ölü Ruhta Yara İzi

                                                      ' Bazen bir şiir sadece bir şiir değildir.                                                        Bir ölüden bir ölüye... ' yirmibeşinci mumum da söndü gözyaşı işgali altında böyle olmaz dedi Tanrı, gülümse biraz pardon bayım; hayatınızda fazla tebessüm var mı? / bende bir neden kalmadı da üzerimdeki emanet şiirleri çıkardım üstelik dar geliyordu çoğu, sığamıyordum ruhuma batan düş kırıkları, bir dolu hüzün, sızım sızım sız(lan)an sızı(ntı)lar, kaos desen diz boyu buna şiir mi dayanır kanatsa yaralasa da yakışanı giymeli gerçek kadar acıtmayınca yalanlar kendinden kaçıyor insan pardon bayım; bu yalan sizin miydi? yanlışlıkla üzerine oturmuşum hay...

Günah Eskizinde Yaşama Davet

' Şiir yolunu bulur üstad... ' Antika sızılarımı açık arttırmaya çıkardım üç kuruşluk gerçekleri paha biçilmez yalanlarla örtbas ettiler bilmediğiniz her şeyi biliyorum suç aletim inancım bayım ve bilin ben en çok kendime inandım bildiklerimi bilseniz şimdi ve ben bilmesem... Bu şiir unutulmak için yazıldı son cümlede kendi intiharını yazmak ve bir daha hatırlanmamak unutmayın her şiir kendi kalemiyle vurulur... Ben unutmak için sevmedim bayım hangi tene uyduysa tenim yoldan çıktı kimle konuştuysa biberler sürüldü vücut dilime sevgiyle açıldı sandığım kollarda gerildim çarmıha ve duvarlar örüldü kalbimin hicret emri aldığı her kalbe ben kalbimle sevmem bayım biz ayrı dünyaların - kuyrukları kesilmiş - yalanlarıyız. Benim de aklım tutuldu zamanında / kalbim lades aklımı kaçırıp aşık oldum düş kırıklarımı kalbimle topladım / kanadım kalp çarptığı kadar yaşar insan ve beyin yaşadığı kadar sever - beyin ölümü gerçekleşen kalp sevemez - ben unutmak için sevmem bayım bundan en ço...

Gözlerinden Kayan Binbir Yıldız Masalları

Gözlerinde uyuttuğu yıldızlar adına, ‘ Biz O’nunla karadelik gibiydik ‘ diyen Işıl’a... İntiharın eşiğinden döndüm az önce saat gece yarısını vurduğundan eşiğe takılı kalan ponponlu terliklerim bir masal saçmalığına kurban gitti kırılmıştım tüm kırılmışlıklarımı üst üste dizmiş dipsiz bir uçurum kıyısından kendimi bırakmaya hazırlanıyorken dur bile demeyen Pollyanna'dan dost olmazdı anladım içinde besle büyüt yıllarca kendi infazına göz yumsun Bugün Pollyanna'ya rest çektim bayım büyükannemin kılığına bürünse de açmayacağım hiçbir masal kapımı Masalların acıtan taraflarını törpülemeye kalktım az önce gerçeklerin keskinliği size zarardı bayım en az Pollyanna kadar kırgındım size eski kırık kalbini getirene yenisini veren bir kampanya da yoktu üstelik umudumun yırtık zarını güzel yalanlarla yamaladım dikiş yerleri siz kanadı bayım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçerken aldanışlarım acilen hayatıma cüzi dozda şiir almalıydım Şiiri fazla kaçırdığım bir akşamda kendimden geçi...

Olmak ve Ölmek Arasına Atılan Ad'ım

' Sevdiğim şiirleri unuttum, sevdiğim şehirleri terk ettim ve sevdiğim şairler öldüler. Bilmediğim bir neden olmalı, burada olmam için... ' Notalarını kaybetmiş şarkılardan, dizeleri yitmiş şiirlerden geliyordum. Sesszliğimi alnına dayayıp, tehditler savurduğum çığlıklardan dönerken, bilincin altına hayati şantajlarla yatırılmış ölümlerin rahminden düş'tüm. Kanadım, kendi kanımı emdim, kanımı yüzünüze tükürürken dua diye okuduğum lânetlerdi. Gelmişinize, geçmişinize söverken, küfrüm Tanrı'mdı oku diyen; taptım. Canınıza okudum! Her an biraz daha ölmek miydi hayat? - Tanrı'm ol dedin, öldüm! Ben seni yanlış anladım. Dudaklarında neşter izinden bozma tebessümlere soyunmuş, çıplak, arsız, yeni yetme cesetlere dokundum! Kendi kendini becerenlerin orgazm çığlıklarının kucağında büyüttüğüm bir çocuğa ağlarken, sözlerimden damlayan lânetlenmiş yaşamların ölü spermlerinden arınamadım. Yürüyüşe çıktığım dikenli yollarda koşmak mıydı yazgı? Ben böyle yazının ta dibini silerim...