Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Celal Sılay etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sual

Zincirlerle çekiyor işçiler Güneşi, yatağımın başına. Ben nasıl çıkarım bu kirli yüzle Güneşin karşısına? Kuşlar başucuma toplanmış, Perdeleri açılıyor, sabahın. Ben nasıl sokarım bu tembel vücudu Bahçesine Allah'ın? Kim gönderir satıcıları, Kapımın eşiğine salar? Ben nasıl alırım mallarını, Ancak kendilerine yetecek kadar. Gece örtülüyor üstüme Uyutmak için zannederim, Kim yaşatıyor beni hâlâ, Cevap isterim. Celâl Sılay

Ağlasak

Hüzne giden bir hazzın içinde bulsam seni Bana ürkek ve mahçup, dolu gözlerle baksan. Yüzüne vuran mehtap göz yaşlarında yansa En derin bir hüzn ile sen ağlasan ağlasan. Her şeyin ve her şeyin uzağında yalnız, Yarı bir aydınlıkta baksam sana ve baksam Solgun yüzünde aşkın seyr etsem elemini, En derin bir hüznile ben ağlasam, ağlasam. Celal Sılay

Başım

                          Vala Nurettin'e Tutup saçlarından başımı İbret pazarlarında gezdireceğim, Boyun eğmiştir, ümit etmiştir...diye Bu gafil başı teşhir edeceğim! Dimdik duramadığı için kulların karşısında Allah bu sırıtkan baştan utanacaktır! Yüz karası olmakta devam etmemesi için Başım taşlar altında parçalanacaktır. Gafleti resmediyor sırıttıkça başım İyi temennilerle bakıyor şuna, buna Eminim selamlamak için aramaktadır: Seyircileri içinde bir aşina! Tutup saçlarından bu sırıtkan başı, Kaldırımlar üstünde gezdireceğim: Boyun eğmiştir, ümit etmiştir...diye Bu zelil başı teşhir edeceğim! Celal Sılay

Mavi Randevu

Mavi bir elbiseyle gelmiştin, gökyüzü maviydi. Getirdiğin rüzgârla ev kokuyordun.. Kolun koluma değiyordu, omzun omzuma.. Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi.. Bin dokuzyüz kırk iki baharıydı Bahçeli pencereler önünde geziyorduk, Gözlerimiz buluşuyordu, ürperiyordum Gökyüzü maviydi, mendilin maviydi Sıcak nefesin yüzüme değiyordu “Evlenebilir miyiz” diye sormuştum, Yürüyüşün değişmiş, yüzün pembeleşmişti; Mavi elbiseler içindeydin, gökyüzü maviydi. Elini elime verdin, ayrılıyorduk, Gözlerin gözlerimde, dudakların ıslak, “Sık sık konuşalım” demiştin; gittin.. Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi.. Celal Sılay

Küpe Destanı

ayık kafayla söz döktürmenin utancı sarhoş kafayla türkü söyleyememenin buluşur buluşmaz akşam edivermenin sevinci erken gelip geç gitmelerinin cumartesim pazarımdın suyuna giderek yokuşa sürmenin bilinci yokuşa sürerek suyuna gitmenin susmadık uyumadık birgün mum birgün çiçekle yelpazelemenin usancı geç gelip erken gitmelerinin aramıza ben girdim marangoz görse tahta rendelemenin kıyıncı çam dibinde şimendifer döndürmemenin ilişkiyle sınırlanırsın anlamaktan başka neyin inancı anladıkça bitmemenin darılsaydık barışırdık kimseye bir şey diyememenin hıncı adam çevirip söylemenin tutunduğun dalın ağacısın kendi yaşantısını kendisiyle ödemenin erinci dirimi ölümle yürütmenin gözealdın gözegirdin her yerden bir şey sezinlemenin boğuncu anılarla başedememenin tanışmamalıydık tanıştık anılarla başedememenin basıncı yaşamla başedememenin eylemdik laf olduk yaşamla başedememenin sonucu bunca yıl akşam edememenin sabahı öğlesi ikindisi akş...