I Üç yıl boyunca hiç durmadan haberciyi bekledik gözlerimizi dikip çamlara, kıyıya ve yıldızlara. Bir olup sabanın demiriyle, omurgasıyla geminin, İlk tohumu arıyorduk eski oyun yeniden başlasın diye. Yaralarla döndük yurdumuza, elimiz kolumuz tutmuyordu, ağzımız tuz pas içinde. Kuzeye doğru yol aldık uyandığımızda, lekesiz kanatlarıyla bizi sislere salan kuğuların yaraladığı yabancılardık. Uluyan gündoğusu çıldırttı bizi kış gecelerinde, yazları, ölmeyen günün acısında yitirdik kendimizi. Birlikte getirdik dönüşte Bu oyma kabartmalarını saygılı bir sanatın. II Yeniden bir başka kuyu bir mağara içinde. Bir zamanlar kolaydı Putlar, süsler çıkarıp derinliklerinden Sevindirmek bize bağlı kalan dostları. İpler kopmuş artık; yalnız kuyu ağzındaki izleri Ansıtıyor bize, bizi koyup giden mutlulukları: Kuyu ağzında parmaklar, ozanın deyişiyle. Bir an taşın serinliğini duyuyor parmaklar Ve taşa geçiyor gövdenin sıcaklığı, Her kıpı, sessizlik dolu, damla akmadan ...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"