Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ahmet Bozkurt etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

çiğdemler gazeli

                            sızılı bir gecenin yüreğime düşürdüğü                                                    Çiğdem taneleri için.. Iska geçecek genç bir ölümü yeşerten nefesin, adını soluyan her heceyi, her çiğdemi. Bütün yabanlıklarını giyinip de gelecek sızılı şiirime el veren her geceyi, her gülü. Ağlayan meleğimdin düşlerimde tüm incelikleri büyüten mürekkep kokulu kitabım, küflü aynamsın bunu bil. İnceliklerimin ağrıyan yerisin, dumanlı bir mavilikte, adını soluyorum her nefeste, öksüz kalıyor tüm isimler. Islak dudaklarında geceyi avuçladığım kadınımsın Düşlerim, gündüşlerimsin bulutlar kadar üzgün kalbime inen. Uğuldayan gölgeni gördüm de sustum. Ah, kumral gök mavisi adam, sızlayan körpe yanım. Sen kırık bir yaz hikâyesi olmalısın Çiğdem, tülden bir gec...

Şiir Okuyan Kızlar

zamanın nedensiz tutunanlara.. I Kalbi eve dönen yoksulların bir şarkıyı taşıyacak kadar sahil görmemiş yabanlıklar büyüten yalnızlığı! Sen, sise doğru yürü! Şarkı söyleyebileceğin bir kıyı, duyabileceğin bir kulak, yabanlığını örteceğin tülden bir sis genç bir kızın eski güzelliklere duyduğu üzünçtür. Hatırla ve yakar sessizliğine: geçmişine. üzünç ki, susadıkça acıktırır tenimizi. II Denizin üstünde dolaşan uyku, düşlerde gezinen göz! Zaman ki, eskitilmiş güzelliklerin kanatlanmasıdır. Ayrılmak tüketmektir eksiltili sözü, eskitmektir. Sızı, kalbe el veriyor: gölgen yalnızlıkların güz karaltısı. Hatırla uzaklığı, unuttuğun düşlerin karaltısını. III Şiir: suskun kız, Ne kadar da çok benziyorsun yalnızlığıma. Ahmet Bozkurt