Beklemek, ana karnında başlar ilkin, dokuz aydır. Beklemek, ölümdür ki beklenilende bilinmez, bilinmek istenmez. Beklemek, hayatın kendisidir ki sürekli beklenilecek bir şeyler buluruz. Beklemek, doğum ile ölüm arası ve ölüm sonrasını kapsar. Beklemek, hayata anlam katar bir bakışa göre. Beklemek, hayatın anlamını aramanın kendisidir diğer bir görüşe göre. Beklemek, insanı sıktığı gibi hayatı da sıkar. Beklemek, olgunlaşmaktır belki de. Beklemek, beklemenin kendisi azap da olabilir umut da. Beklemek, giden sevgilinin arkasından bakmaktır. Beklemek, gelecek sevgiliyi gözlemektir. Beklemek, var olmanın dayanılmaz sancısını taşımanın belirsizliğidir. Beklemek, bek de hayatlar yaşamaktır. Beklemek, umut barındırır ki beklettirir. Beklemek, sevda barındırır ki acıtır. Beklemek, aşk içerir ki kan kusturur. Beklemek, saatin, günün, haftanın, ayın ve yılın isyanını içerir. Beklemek, zamansızlığa özlemdir. Beklemek, mekânsızlığa istektir. Beklemek, Azrail’e sıkılan yumruktur. Beklemek, kendi do...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"