sürüldüğüm çölün rengini kabullendim susmanın koyu gölgelik zamanın telörgü sendromuna yakalanmış içedönük boş bir korkuluk olduğunu akrebin iğnesinden öğrendim neden dedim bu yanılsama kimden birlikte saf tuttuğumuz kum denizinde rüzgârın bu yakıcı tepkimesi hangi zehrin içgüdüsü ve acelesi nereden çok şükür ki akrebin ölüm dansını da biliyordum damarlarıma giren acıyı at kanıyla beslemenin sırrını da serinlik diyorlar buna, bağışıklık inanç, güven, sadakat oysa içimde dolaşan serum yeni kırılmış bir karanfil ıtırıydı, bildim hayatın yangısı da gövdemi saran iklimden değil dirimin canfeza yüklü zarından gelmişti öğrendim ister kopar, ister savur: aldırmam çok şükür sürüldüğüm çölün zehrine de alıştım Fatih Yavuz Çiçek
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"