bu sıkıntılı geceden bir şey mi umuyorsun sıcak su gibi sarmış çevreni yıldızlı bir kuyuya düşmüşsün ya da içinde yıldızlı bir kuyu var gömleğinin düğmelerini çözmüş ağzında sulu yaz meyvelerinin ballı tadı terlemiş göbeğini yaz rehavetiyle sıvazlıyorsun kalbin pırıltılı bir cevher değil senin ah! kalbin morarmış vesvese içinde duru ruhun miskin ve de çamur her akşam çay bahçelerinde avuntusuz denizin seyrine dalıyorsun çayı değil denizi karıştırıyorsun yalnızlığın tadı pek acı lanetlenmiş bir kuyunun içinde boğuyor seni aklı kör ve fikri şaşmış bir adam pervane dönüyor beyni oyun yapıyor ona ışığın aldatıcılığı gibi sürüklenmiş bir sandığın içinden hiç görmediği şeyler çıkıyor sanki insanların gözleri ona köpekbalığı güçlerini hissediyorum onların güç bir elmastır parıltısı insanları körleştirirken köleleştiriyor bir yandan ben de gücümü kınında saklanmış bir kılıç gibi tutuyorum kalbimde düşmanımı seçemiyorum pusudadır belki kim bilir belki sevgili s...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"