- Şimdi ben doğrusu evvelki çocukluklardan Nâdimim; gönlümü isrâf ü tebâh ettiğimi Bin merâretle bu gün anlıyorum; bir vicdân Bana ihsâs ediyor işte bitip gittiğimi Ben ki bitmez sanıyordum bu hayâtın şevki... Etme, Nesrin, bana zehretme şu bir dem zevki! Kız bu son âşıkmın kaç gecedir en coşkun Bir muhâbbetle alevler saçan âğûşunda Hep bu şekvâ-yı nedâmetle, mu'azzeb solgun, İnlemiş sonra -Bunun neşve-i bî-hûşunda Birtesellî bulurum belki...-hayâliyle bütün Cism-i bî-tâbım bezletmiş idi: -Bak her gün, -Her zamân ben şeninim, hep sana münkâdım ben. Lâkin artık yetişir: Aşk, o benim menfurum, O benim zehr-i hayâtım... Bana hep sevmekten Bahsederler; bunu artık çekemem, ma'zûrum! Diye hem aşkını ithâm ederek, hem nevmîd Bir verem hastası halinde müselsel ve medîd İstikâlarla beraber yine ondan ebedî Bir şifâ bekleyerek, kaç gecedir pür-nefret Bir telezzüz, acı bir zevk ile eğlenmişti. Şimdi artık bu ma'îşette büyük bir zillet, Bir sefalet görüyor; ağlayabilmek... Heyhât! Çokt...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"