Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Abdullah Harmancı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yazı Uçar

Hayatım boyunca, insanları "emri bilmaruf nehyi anil-münker" çizgisine çağıracak kudreti bulamadım kendimde. Sebep mi? Yaşamam gerekenleri yaşayamadığım için mi, insanları incitmekten korktuğum için mi, medeni cesaretten mahrum olduğum için mi, demeliyim? Bilemiyorum. Bunların hepsi kısmen ya da tamamen doğru olsa gerek. Hayatım boyunca, bir "iman neşesi", bir "yaşama zevki", bir "çalışma ve başarma sevinci"ne de sahip olamadım. Öyle tahmin ediyorum ki, hasbelkader yazdığım öykülerimde de, böyle bir "neşve"yi bulamamanın ıztırabı kaynamaktadır. Kendisiyle, çevresiyle, anne babasıyla, tüm insanlarla ve hissedebildiğim kadarıyla Allah'la barışık, belli bir hedefe kenetlenmiş, kalbiyle ruhuyla beyniyle çatışmadan yaşayan, içindeki adamın her gün kendine çirkin sözler sıralamadığı müminler tanıdım. Bu insanların varlığı bende daima bir kıskançlığa, korkuya, öfkeye sebep oldu. Yıllar önce aydınlık yüzlü gençlerin bana k...

İstanbul

istanbul korkularımdır istanbul konya'da güzel güzel yaşamak varken, çekip giden dostlarımdır istanbul acı bir "hoşçakal"dır istanbul titreyen bir Mazhar Alanson bestesidir istanbul yayınlanan ilk hikâyem, istanbul yayınlanan ilk kitabımdır istanbul uzaklarda bekleyen çiçekçi bir kadındır istanbul incecik bir minaredir istanbul çocukluğumun türk filmleridir kıvır kıvır saçlarıyla zeki alasya'nın gençliği, iri iri gözleriyle türkan şoray'ın sultan-lığıdır istanbul hiçbir zaman sokaklarında yaşamadığım, istanbul hiçbir zaman sokaklarından çıkamadığımdır istanbul hayallerim, istanbul yenilgilerimdir istanbul seyrettiğim, istanbul umut ettiğimdir istanbul bir kadıköy vapurunda gazete okuyan asık suratlı ihtiyarlardır istanbul uykusuz ziyaretlerimdir istanbul gürültüsü kulaklarımda çınlayıp duran bir trendir istanbul yorgun ve yoksul bir haydarpaşa'dır istanbul ilhan berk'tir istanbul ilhan berk'in istanbul kitabı'dır...

Seni Ne İhtiyarlattı?

- Seni ne ihtiyarlattı? - Valla evlendiğimizde kayınpeder bize küçük bir arsa vermişti. Oraya bir ev yapıp başımızı sokmamız dört senemizi aldı. Derken hanım kooperatife girelim diye tutturdu. Girdik. Onu bitirdiğimizde çocuklar büyümüştü. Evlendirdik. Hanım büyük oğlan için küçük bir arsa almamızda ısrar etti. Aldık. - Ama ben ne sordum, siz ne anlatıyorsunuz? - Onu diyordum. Hanım küçük oğlanı da kooperatife soktu. İki oğlanın da ev işleri bitince Hacca gidecektik. Kavlimiz öyleydi. - Gittiniz mi? - O sene ben iki evi de satıp Meram'dan bir arsa almak konusunda ısrar ettim. Oğlanlar emlakçılık yapalım baba, sen bu işten anlıyorsun, diye tutturdular. Eee çocuklara iş lazım. Hayır demek olmaz... * - Seni ne ihtiyarlattı? - Valla ben halde iyi karpuz atardım. Aslında kavun da atardım. Atarken atarken. Bir de baktım ki... Kocamışım... * - Seni ne ihtiyarlattı? - Valla ben Sekiz Köşe'nin orda berberdim. Amma işim pek iyi değildi. Gelen giden olmayınca köşedek...

Bazı İnsanlar

Bazı insanlar Bazı insanlara Bazı insanları hatırlatır Hatırlayanlar üzgündür Hatırlatanlar habersiz Hatırlananlar mı? Onlar uzak bir şehirde büyük ihtimalle hiç bir şey hatırlamamaktadırlar. Abdullah Harmancı/ Muhteris