Hayatım boyunca, insanları "emri bilmaruf nehyi anil-münker" çizgisine çağıracak kudreti bulamadım kendimde. Sebep mi? Yaşamam gerekenleri yaşayamadığım için mi, insanları incitmekten korktuğum için mi, medeni cesaretten mahrum olduğum için mi, demeliyim? Bilemiyorum. Bunların hepsi kısmen ya da tamamen doğru olsa gerek. Hayatım boyunca, bir "iman neşesi", bir "yaşama zevki", bir "çalışma ve başarma sevinci"ne de sahip olamadım. Öyle tahmin ediyorum ki, hasbelkader yazdığım öykülerimde de, böyle bir "neşve"yi bulamamanın ıztırabı kaynamaktadır. Kendisiyle, çevresiyle, anne babasıyla, tüm insanlarla ve hissedebildiğim kadarıyla Allah'la barışık, belli bir hedefe kenetlenmiş, kalbiyle ruhuyla beyniyle çatışmadan yaşayan, içindeki adamın her gün kendine çirkin sözler sıralamadığı müminler tanıdım. Bu insanların varlığı bende daima bir kıskançlığa, korkuya, öfkeye sebep oldu. Yıllar önce aydınlık yüzlü gençlerin bana k...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"