Ana içeriğe atla

Kayıtlar

nizar kabbani etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dımaşklı Asilzade Tevfîk Kabbânî’ye

Kelimeler kırık… Babanın göz kapakları gibi Sözcükler zayıf… Babanın kanatları gibi O halde nasıl söylesin şarkıcı şarkısını? Hokkanın tamamı gözyaşlarıyla doluyken Ne yazabilirim ki oğlum? Ölümün tüm dilleri mezara koymuşken Hangi gökyüzüne uzatıyoruz ellerimizi? Londra sokaklarında bize ağlayacak kimse yokken… Her taraftan ölüm saldırırken bize Keserken bizi; iki söğüt gibi Sana bakıyorum ve hatırlıyorum Ali’yi, Bana bakıyorsun ve hatırlıyorsun Hüseyin’i Sırtımda taşıyorum seni ey oğlum İki parçaya ayrılmış bir minare gibi Saçların yağmurun ıslattığı bir buğday tarlası Başın avucumda bir Şam gülü…Ve yüzün ay ışığının yansımaları Ölümünle bir başıma yüzleşiyorum Bir başıma topluyorum kıyafetlerini  Öpüyorum kokun sinmiş gömleklerini ve Pasaportun üzerindeki resmini Deliler gibi çığlık çığlığayım, öylece bir başıma Etrafımdaki herkesin yüzü donuk Herkesin gözü taş Zamanın kılıcına nasıl karşı koyacağım? Kılıcım kırılmışken Güzel prensimden bahsedeceğim size Aynalar gibiydi saflığı,...

NİZÂR KABBÂNÎ‟NİN AŞK ŞİİRLERİNDE ANNELİK

Çağdaş Arap şiirinin güçlü isimleri arasında kabul edilen Nizâr Kabbânî, 1923‟te Şam‟da dünyaya gelir. İlk ve orta eğitimini Şam‟da tamamlayan şair, yüksek öğrenimine Suriye Üniversitesi (bugünkü adıyla Şam Üniversitesi)‟nin Hukuk Fakültesinde devam eder. Buradan mezun olduktan sonra 1945‟te Suriye Dışişleri bakanlığına girerek, Mısır, İspanya, Türkiye gibi değişik ülkelerde çeşitli diplomatik görevlerde bulunur. 1998 yılında İngiltere‟de gözlerini hayata yuman ve kendi vasiyeti üzerine cenazesi Şam‟a getirilen şair, arkasından şiir ve nesir alanında kırka yakın eser bırakır. Nizâr Kabbânî‟nin şiirleri, genel olarak kadın ve siyaset olmak üzere iki ana temadan meydana gelir. Kadın konusu, sanat yaşamının bütün safhalarında yer alır ve gelişim bakımından süreklilik gösteren en geniş tema olur. Yaşamının son yıllarına kadar bir kadın şairi olarak anılan Kabbânî, şiirlerinde kadını pek çok açıdan ele alır ve farklı şekillerde betimler. Bazen onu sanatının ilham kaynağı, bazen özgürleştiri...

Şehadet Ederim Ki Hiçbir Kadın

1 şehadet ederim ki hiçbir kadın oyunu senin gibi beceremedi aptallıklarıma on yıl tahammül ettiğin gibi tahammül edemedi senin sabrettiğin gibi çılgınlığıma sabredemedi tırnaklarımı kesmedi defterlerimi toplamadı beni çocuk parkına götürmedi senden başka hiçbir kadın 2 şehadet ederim ki hiçbir kadın bir yağlıboya resim gibi fikriyle ve tavrıyla aklıyla çılgınlığıyla anında bıkmasıyla anında bağlanmasıyla bana benzemez senin gibi şehadet ederim ki hiçbir kadın senin yarın kadar bile benim ilgimi çekemedi senin yaptığın gibi sömüremedi senin yaptığın gibi özgürleştiremedi 3 şehadet ederim ki hiçbir kadın bana iki aylık bebek gibi davranmadı senin gibi kuş sütü içirmedi bana güller oyuncaklar vermedi senin gibi şehadet ederim ki hiçbir kadın bana deniz gibi cömert davranmadı şiir gibi büyüleyici olmadı senin yaptığın gibi şımartmadı senin yaptığın gibi bozmadı şehadet ederim ki hiçbir kadın çocukluğumun elli yaşına değin sürmesini sağlayamadı se...

Suyun Altından Mektup

Dostumsan Yardım et senden uzaklaşayım Yok eğer sevgilimsem Yardım et senden şifa bulayım Bileydim aşk bu kadar tehlikelidir Sevmezdim Bileydim deniz derin bu kadar Açılmazdım Sonumu bileydim Hiç başlamazdım Özledim seni Öğret bana özlem duymamayı Öğret bana yüreğimin derinliklerinden Nasıl çekip koparırım köklerini sevginin Nasıl ölür? Öğret bana Gözlerimde gözyaşların Öğret bana bir kalp nasıl ölür? Ve nasıl ihtihar eder arzular Ermişsen Kurtar beni bu büyüden Bu inkardan Aşkın sanki reddediştir Nolur arındır beni bu inkardan Güçlüysen Çıkar beni bu ummandan Çünkü bilmiyorum ben yüzmeyi Mavi dalga gözlerinde Çekiyor beni derinliklerine Mavi.. Mavi.. Yok maviden başka renk Ne tecrübem var aşkta Ne de bir kayığım Değerliysem senin için gerçekten Tut elimden Aşığım sana baştan ayağa Ben suyun altında soluyorum Boğuluyorum, Boğuluyorum, Boğuluyorum... Nizar Kabbami

İsviçre Kuşları

arapça gazeteleri alıp elime oturup okumaya koyuldum cenevre gölünün kıyısında birden... yüzlerce kuş kaçıştı, panik içinde korkmuş gibiydiler yavrularının kültürü için gazetemin başlıklarından.. ülkemin haberlerinden... Nizar Kabbani Çeviren: Musa Ağgün

Aşkın Kitabı 2

Eşim Belkıs'a: Hayat arkadaşıma Şiir arkadaşıma Nizar 2 sevgilim soruyor bana: ne fark var benle gök arasında? aranızdaki tek fark sevgilim unutuyorum göğü sen gülünce Nizar Kabbani Çeviren: Mehmet Hakkı Suçin

Aşkın Kitabı 3

3 aşk aya yazılmış güzel bir şiirdir ey sevgilim aşktır resmedilen ağaç yapraklarına aşktır nakşedilen serçelerin tüylerine yağmur damlalarına fakat bir erkeği severse bir kadın elli taşla taşlanır memleketimde Nizar Kabbani Çeviren: Mehmet Hakkı Suçin

Ve gözlerinde binlerce resim

Akşam, zengin bir firuze şelalesi Ve gözlerinde binlerce resim Ben o ikisi arasında göçebeyim Gözlerinin ışığı..ve ayın ışığı. Nizar Kabbani Çeviri: Aysel Ergül Keskin

iki yasemin tarlası

Anlatılır ki senin bacakların Çıplakken..iki yasemin tarlası (...) Anlatılır ki: altından iki şelale Nemli bir sabah gibi çorabın içinde Nizar Kabbani Çeviri: Aysel Ergül Keskin

Hüzünler Nehri (Nehru'l Ahzân)

Gözlerin… iki hüzün nehri, İki müzik nehri gibi… beni Ötelere… zamanların ötelerine taşıdılar İki müzik nehri, kayboldular Sultanım… sonra beni kaybettiler Üzerlerindeki siyah gözyaşı Piyanonun nağmelerine düşüyor… Gözlerin, tütünüm, içkim Ve onuncu kadeh beni kör etti Ben koltukta… yanıyorum Ateşim ateşimi yiyor Seni sevdiğimi söyleyeyim mi? Ey kamerim… Ah! Keşke yapabilseydim Ben dünyada yalnızca Gözlerin ve hüzünlerime Sahibim Limanda gemilerim ağlıyor Körfezler üstünde parçalanıyor Sarı kaderim beni parçaladı Göğsümde inancımı parçaladı Sensiz yola çıkayım mı Leyleğim? Ey göz kapaklarımdaki Tanrı’nın gölgesi! Ey yeşil yazım, ey güneşim! Ey renklerimin en güzeli… en güzeli! Senden ayrılayım mı? Oysa hikayemiz Nisanın geri dönüşünden daha güzel İspanyol saçın zifiri karanlığındaki Gardenya çiçeğinden daha güzel Ey biricik aşkım… ağlama! Göz yaşların ruhumu kazıyor Ben dünyada yalnızca Gözlerin ve hüzünlerime Sahibim Seni sevdiğimi söyleyeyim mi? Ey...

Nizar Kabbani

Arap edebiyatı (ortadoğu) ve şiiri üzerine konuşulacağı zaman duyduğum ilk ses derinlerden gelen bir çocuğun çığlığı ve bitmek bilmeyen silah sesleriyle tozun toprağa karıştığı bir savaş meydanı. Evet burası Filistin, içimize kazıdıkları acının merkezi, burası Kudüs, vatanım gök kubbem. İşte, “edebiyat ve şiir tam olarak bunun için var olmalı” dediğim an. – Değil mi ki şiir, hezeyanların ve büyük acıların tarifi olmuştur çağlar boyu?- Mahmut Derviş, Le Trio Joubran, Fairouz ve Nizar Kabbani adeta aynı acıyı haykırıyorlar bize. “Oturdu.. Umutlanarak ters çevrilmiş fincanımdan gözlerinde korku belirdi ansızın Dedi: Ey oğul…hüzünlenme” Şamlı zengin bir tüccarın oğlu olarak 21 Mart 1923 yılında Şam’da dünyaya gelen Nizar Kabbâni, Lise eğitimini Şam’da bitirdikten sonra Şam Üniversitesi’nde hukuk okudu ve 1945’te mezun oldu. Dışişleri bakanlığında ve Mısır, Türkiye, İngiltere, Lübnan, Çin ve İspanya da çeşitli görevlerde bulundu. Ancak yaşamında, sonraları şiirlerinde bir sevgiliye ben...

Seç

Ben seni seçtim... sen de Ya göğsüm üzerine Ya da şiir defterlerim üzerinde ölümü seç! Ya aşkı...ya da aşksızlığı seç Seçmessen korkaksın... Orta yer yoktur Cennet ile cehennem arasında... Bütün kağıtlarını at... Herhangi bir karara razı olacağım Söyle...haydi bir tepki göster...infilak et! Çivi gibi çakılıp kalma! Sonsuza kadar kalamam Saman sapı gibi yağmurların altında... Bir kader seç ikisi arasında Kaderlerim ne kadar acımasız! Bitkinsin sen... korkaksın Bende sözü çok uzattım Ya denize dal... ya uzaklaş Deniz yoktur...tutması olmayan... Aşk... büyük bir yüzleşmedir Akıntıya karşı denize açılmadır... Çarmıha gerilme, azap ve gözyaşıdır Yıldızlar arasında bir yolculuktur... Korkaklığın beni öldürüyor... eyyy kadın! Perdenin arkasında oynuyorsun Ben, İsyankarların taşkınlığını taşımayan... Bütün surları kırmayan Kasırga gibi vurmayan Bir aşka inanmıyorum Ahhhh... keşki aşkın beni yutsa Kasırga gibi kökümden söküp çıkarsa... Ben seni seçtim... sen ...

Egemen Söyleme Karşı Eleştirel tanıklığın Şairi: Nizâr Kabbânî

Nizâr Kabbânî şiiriyle/sanatıyla/edebiyat anlayışıyla bütün Ortadoğu toplumlarının kalbi oldu. Şiirleriyle direnişi paylaştı, şiiriyle siyasete yön verdi, şiiriyle siyaseti sorguladı, bu günün tarihini sorguladı. Nizâr Kabbânî'nin bu yaklaşımı, Nizâr Kabbânî şiirinin edebi niteliğine/yoğunluğuna/derinliğine kesinlikle gölge düşürmedi.   Atasoy Müftüoğlu (Su, 2007;31) Çağdaş Arap edebiyatında çok önemli bir yere sahip olan ve modern Arap şiirinin en güçlü isimleri arasında kabul edilen Nizâr Kabbânî1, Irak'tan Fas'a kadar tüm Arap dünyasında geniş bir okuyucu kitlesine ulaşarak, gerek halk gerekse entelektüel düzeyde büyük ilgi gören bir şair olması ve de bununla yakından ilgili olan edebiyatın gücüne ilişkin yaklaşımlarıyla egemen Siyonist yayılmacılığa karşı eleştirel bir çerçeve geliştirmesi nedeniyle kültürel bir model olarak önümüzde durmaktadır. Düşünsel serüveni kadar siyasal konumlanışında da gelgitler bulunan şairin ilk dönem şiirleri bireysel saplantı ve s...

Teşekkürler

Aşkına müteşekkirim O benim son mucizem Mucizeler çağı geçtikten sonra Teşekkürler aşkına.. O bana öğretti okumayı, yazmayı O donattı beni sözlerin en güzeliyle Aşkın bir anda sildi bütün kadınları hayatımdan Yok etti en güzel anılarımı.. Teşekkürler.. Ta derinden Ey kutsal kitaplardan çıkıp gelen Teşekkürler beline Rüyalarımda gördüğüm, hayalini kurduğum Defterlerimin ve günlüklerimin arasına Bir serçe kuşu gibi gizlice giriveren Yüzüne teşekkürler.. Teşekkürler şiirlerimde yaşadığın için Teşekkürler.. Bütün parmaklarımda oturduğun için Teşekkürler.. Hayatımda olduğun için.. Teşekkürler aşkına Bütün insanlardan önce Bana verdi müjde, Melik olarak seçti beni, Taç giydirdi Ve takdis etti beni yasemin sularıyla.. Teşekkürler aşkına, Bana ikram etti, Beni terbiye etti, Bana ilimlerini öğretti öncekilerin Aşkın alemde beni seçti yanlızca Firdevs saadetini.. Teşekkürler.. Gökkubbenin altındaki avare günlere, Ve mahzun ekim sularına, Endişeyle geçen saatl...