Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Cemal Safi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hüzün Adres Değiştirir Zamanla

Yakışmıyor cepheyi terk edişin Mert dayanır namert kaçar sevdiğim Fazla sürmez hatanı fark edişin Hasret eken hüsran biçer sevdiğim Adet ettin aşk dersini asmayı Hüner sandın sırra kadem basmayı Yetti artık çok denedim susmayı İsyan eden bayrak açar sevdiğim Nice avcı bende silah sınadı Geri tepti sineleri kanadı Kırılsa da yüreğimin kanadı Yine açar yine uçar sevdiğim Bir resmimiz bile yoksa başbaşa Reva mıdır ben yanayım sen yaşa Aşk sunacak saki mi yok sarhoşa Yine bulur yine içer sevdiğim Aynaların farkı kalmaz düşmanla Tanışırsın doğduğuna pişmanla Hüzün adres değiştirir zamanla Benden geçer sana göçer sevdiğim Üzerime yar sevdiğin sahi mi? Kalp çalmakta senin gibi dahi mi? Ağlama der dosta Aşık Daimi Bu da gelir bu da geçer sevdiğim. Cemal Safi

Git

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git! Git de şen şakrak geçen günlerime gün ekle, Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle. Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar, Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar, Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar. Hadi git, benden sana dilediğince izin, Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin. Kahrımın nedenini söylesem irkilirler; Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler. Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın; Oysa ki hep yedekte, hep elde var saymıştın. Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak, Zannetme ki pişmanlık, mutluluk kadar ırak! Sanma ki fasl-ı bahar geldiği gibi gitmez, Sanma ki hüsranını görmeye ömrün yetmez. Her darbene tehammül edecektir bedenim, Gururum mani olur perişanıma benim. Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne? Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine. Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka, Sana gül ...

Tek Hece Aşk

Var mı beni içinizde tanıyan Yaşanmadan çözülmeyen sır benim Kalmasa da şöhretimi duymayan Kimliğimi tarif etmek zor benim Bülbül benim lisanımla ötüştü Bir gül için can evinden tutuştu Yüreğine Toroslar’ dan çığ düştü Yangınımı söndürmedi kar benim Niceler sultandı, kraldı, şahtı Benimle değişti talihi, bahtı Yerle bir eyledim taç ile tahtı Akıl almaz hünerlerim var benim Kamil iken cahil ettim alimi Vahşi iken yahşi ettim zalimi Yavuz iken zebun ettim Selimi Her oyunu bozan gizli zor benim Yeryüzünde ben ürettim veremi Lokman Hekim bulamadı çaremi Aslı için kül eyledim Keremi İbrahim’in atıldığı kor benim Sebep bazı Leyla bazı Şirindi Hatırım için yüce dağlar delindi Bilek gücüm Ferhat ile bilindi Kuvvet benim, kudret benim, fer benim İlahimle Mevlana’yı döndürdüm Yunusumla öfkeleri dindirdim Günahımla çok ocaklar söndürdüm Mevladanım hayır benim, şer benim Benim için yaratıldı Muhammed Benim için yağdırıldı o rahmet Evliyanın sözündeki muhabbet ...

Bilmiyorum Nerdeyim

Bilmiyorum nerdeyim ne haldeyim ben kimim? Ayrılırken kimliğim adresim sende kalmış Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış Akların kaybolduğu renğin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim sende kalmış Nerede o çocuksu o şımarık hallerim Saçlarına hasreti tanımayan ellerim Rengarenk rüyalarım toz pembe hayallerim Tekmil neş'em sevincim hevesim sende kalmış Ayıplama kınama kahveye gidiyorsam Avunabilmek için bir tavla atıyorsam Garson çay uzatırken ben 'aklımda' diyorsam Sende kalmış demektir ladesim sende kalmış Dostlar da muhabbeti kestiler,luzumda yok Zaten senden ziyade sohbetim sözüm de yok Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok Aynalarda kendimi göresim sende kalmış Allahım düşmanımı düşürmesin bu za'fa Sanki her noksanımı mecburum itirafa Hangi şarkıya girsem notalar do re mi fa Sol! diyorum sana sol! sesim sende kal...