Ana içeriğe atla

Kayıtlar

puşkin etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çiçek

Kurumuş, kokusuz bir çiçek gördüm, Unutulmuş bir kitabın sayfaları arasında; Ve bu çiçek tuhaf hayallerle, Doldurdu ruhumu ansızın: Nerede açtın, ne zaman, hangi baharda? Çok mu yaşadın, kim seni koparan? Tanıdık mı, yabancı bir el mi? Ve neden seni böyle bırakıp gittiler? Sevecen bir buluşmanın mı, Yoksa ölümcül ayrılıkların anısına mı, Ya da ıssız kırlarda, orman gölgelerinde yapılmış, Bir yalnız yürüyüşün ardından mı buradasın? Yaşar mı şimdi çiçeği solduranlar? Acaba şimdi neredeler? Yoksa onlar da, şu gizemli çiçek gibi, Çoktan cansızlaşıp gittiler mi? Aleksandr Sergeyeviç Puşkin Çeviren: Ataol Behramoğlu

Çaadayev'e

Aşkın, umudun, dingin şöhretin Aldatısı uzun sürmedi, Dağıldı şölenleri gençliğin, Uyku gibi, sabah dumanı gibi Umudun azabıyla beklemekteyiz Kutsal özgürlük dakikalarını, Nasıl beklerse genç âşık Şaşmaz buluşma anlarını Arkadaş, inan: er-geç doğacak Büyüleyen mutluluğun yıldızı  Puşkin

Hoşçakal aşk mektubu, hoşçakal

Hoşçakal aşk mektubu, hoşçakal, Ne kadar ağırdan aldımsa da, Ne kadar istememiş olsam da, Elim emrediverdi, Bütün mutlulukları ateşe vermeyi. Ama yeter, vakit tamam; Yan aşk mektubu! Hazırım, aldırmaz artık ruhum hiçbirşeye. Hırslı alevler, Çoktan sardı sayfalarını. Bir dakika! İşte parladı, Cayır cayır yanıyor... Hafif bir duman, Bükülüp kıvrılarak kayboluyor gözden. Pahalı taşlardan yapılma, Sadık bir yüzüğün Hatırası çoktan unutulmuş. Erimiş mühür mumu, köpürüyor. Ah! Sağduyu! İşte bitti hepsi, Kapkara artık tüm yapraklar. Hafif küller üzerinde, Gizli saklı çizgileri beyazlanıyor... Göğsüm daraldı. Sevgili kül, Hazin kaderimdeki sefil lezzet, Acılı göğsümde, Asırlarca kal benimle. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin Çeviri: Halûk Madencioğlu

Kuran'a Öykünmeler

I Çift ve tek üstüne ant içerim, Kılıç ve haklı savaş üstüne ant içerim, Sabah yeli üstüne ant içerim, Akşam duası üstüne ant içerim: Hayır, seni terk etmedim ben. Ya kimdi başını okşayarak O korunaklı yere götürdüğüm, Amansız takipten saklayarak? Ben değil miydim çölün sularıyla Susuzluğunu dindiren? Ben değil miydim diline senin Akıllar üstünde erk veren? Sıkı dur öyleyse, yalanı hor gör, Yürü gerçeğin yolunda inançla, Sev öksüzleri ve Kuran'ımı, Öğüt ver titreyen yaratığa. II Ey lekesiz kadınları peygamberin, Siz farklı kılındınız bütün eşlerden: Ayıbın gölgesi de korkunçtur sizin için. Yaşayın alçakgönüllülüğünüzü yitirmeden Tatlı kanatları altında sessizliğin. Yakıştı size bakirenin örtüsü, Sadık yüreklerinizi saklayın Helal ve utangaç zevkler için. Ve ulaşamayacak yüzünüze Kurnaz bakışı inançsızların. Ve sizler, ey konukları Muhammed'in, Akın akın gelenler akşam ziyaretine, Sakının, dünyasal telaşlarla Sıkıntı vermekten peygamberime. ...

Sen Ve Siz

Boş siz’i yürekten sen’le Değiştirdi o, sürçerek dili Ve uyandırdı sevdalı gönülde Tüm mutlu düşleri. Duruyorum karşısında düşünceli, Ayrılamıyor ondan gözlerim; ”Ne kadar hoşsunuz” derken dudaklarım “Seni nasıl seviyorum!” diyor kalbim... Aleksandr Puşkin Çeviren: Ataol Behramoğlu

Veda

Senin sevecen hayalini son kez, Hayalimde okşayıp, Kalbimin gücüyle rüyama can vermeye, Ve kimsesiz, ürkek, ilahi huzurumla, Aşkını hatırlamaya, Cesaret buldum kendimde. Koşup gidiyor yıllarımız değişerek, Değiştirerek herşeyi ve bizi. Sen, çoktan giymişsin şairin için, Mezarlıkların alacakaranlığını. Ve dostun senin için, Sönüp gitmiş çoktan. Kabul et, uzaklardaki sevgilim, Kalbimin vedasını, Dul kalmış eş gibi, Bir mahpusluk öncesi, Dostuna suskunca sarılan, İyi dost gibi. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin

Tutkularım Bitti

Tutkularım bitti. Düşlerimden de soğudum. Sade çilem kaldı bana, Kalbimdeki boşluğun meyvası. Zalim kaderin fırtınasıyla, Söndü gürbüz hâlem. Üzgün ve yalnız yaşarken, Beklerim, gelecek mi sonum? Böyle duyulurken fırtınanın kış ıslığı, Bir yaprak; Çıplak dalda tek başına, Geç soğuklarla vurgun yemiş, Titriyor, çok geç kalmış. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin

Son Çiçekler Hep En Tatlısıdır

Son çiçekler, hep en tatlısıdır, Ovaların süslü goncalarının. Onların da ardından anılar, Hep hüzünlü, ama canlı kalır. Bir acı ayrılığın anısının, bazen, Sevecen bir buluşmanınkinden, Çok daha canlı kalması gibi. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin Seçme Şiirler 1825 Puşkin bazı şiirlerine başlık koymuş, bazılarını ise başlıksız bırakmış. Bu şiirler, genellikle Rusya'da ilk dizeleri ile anılır ya da adlandırılırlar, ama başlıksız basılırlar. Ben bu şiirleri ilk dizeleri ile başlıklandırdım. http://www.ateslekarsilikveren.com/

Uçuyor Troyka Yel Gibi

"Koru Beni, Tılsımım" Koru beni, tılsımım, Koru beni, izlenip örselendiğimde, Koru, pişmanlık ve telaş günlerinde: Bana kederli bir günde verilmiştin sen. Çevremi kuşattığında Kuduran dalgaları okyanusun, Bulutlar fırtınayı patlattığında, Koru beni, tılsımım. Yaban ellerde yapayalnızlıkta, Koynunda can sıkıcı rahatlığın, Savaşın kızıştığı anda, Koru beni, tılsımım. Kutsal ve tatlı aldanış, Büyülü yıldızı ruhun... Gizlendi benden, ihanet etti... Koru beni, tılsımım. Bırak, tazelemesin bellek Yatışsın sonsuzca yürek yaralarım; Elveda ümit; uyu, istek; Koru beni, tılsımım. Aleksandr Puşkin Çeviri: Ataol Behramoğlu

Şair'e

Ey şair! Kulak asma, sevgisine sen halkın O canım methü sena, anlık gürültü, geçer; Kuru kalabalığın gülüşünü duyarsın, Ve aptalın hükmünü; fakat metin ol, boşver. Sen Çarsın; yalnız yaşa, yolunda yalnız yürü, Yürü, hür vicdanının seni çektiği yere, Olgunlaştır, sevgili meyveyi, tefekkürü; Hizmetine karşılık bir mükâfat bekleme. Her şey sendedir, sende; büyük mahkeme sensin; Eserine, elden çok, kıymet biçebilensin, Söyle ey titiz şair, sen ondan memnun musun? Memnunsan, kalabalık varsın küfretsin sana, Tükürsün, ateşini yakan ulu mihraba, Şamdanını, çocukça öfkeyle, sarsadursun. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin Çeviri: Sefer Aytekin

Gece Sisi Kaplamış Tepelerini Gürcistan'ın

Gece sisi kaplamış tepelerini Gürcistan'ın; Karşımda akıyor Aragva uğultulu. Hem hüzün hem bir hafiflik var içimde; kederliyim, Seninle dopdolu, aydınlık bir keder bu. Seninle, sadece seninle... Hiçbir şey Bozmuyor, tedirgin etmiyor üzgünlüğümü, Ve yürek yeniden tutuşuyor, seviyor yeniden, Sevmemesi olanaksız çünkü. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin Çeviri: Ataol Behramoğlu

Bulut

Dinmiş tufanın son bulutu! Bir sen gezinirsin açık mavi gökte. Senindir, kimsesiz, neşesiz gölge. Sevinç dolu günü, bir tek sen üzersin. Az önce çepeçevrede sarmıştın gökyüzünü, Şimşek de seni sarıverdi dehşetle. Sen ise saçtın gizemli gürlemeni, Ve açgözlü toprağa yağmur içirdin. Yeter, defol! İşin bitti artık. Toprak tazelendi, tufan da kaçtı buralardan. Ve işte rüzgar da yaprakçıkları okşarken, Kovuyor seni şu huzurlu göklerden. Tüm arzularımı yaşadım ben Hayallerime de soğudum artık Sadece acılarım kaldı içimde Meyveleri kalbimdeki boşluğun. Hayın kaderin fırtınaları altında Soldu güller açan taç yaprağım da Yaşıyorum hüzünlü ve yalnız Ve gelir mi sonum diye bekliyorum. İşte böyle, sonbahar soğuklarına yenik Fırtınanın kış ıslığı duyuluyor gibi Çıplak dalda tek başına Titremekte geç kalmış bir yaprak! A .S.Puşkin Çeviri: Burhan Deniz

Düello ve Ölüm

Tüm arzularımı yaşadım ben Hayallerime de soğudum artık Sadece acılarım kaldı içimde Meyveleri kalbimdeki boşluğun... Puşkin

O'na

Anımsıyorum o büyülü anı Karşımda beliriverdiğin, Uçup gidici bir hayal gibi, Dehası gibi saf güzelliğin. Bunluklarında ümitsiz hüznün, Telaşın yorucu tasalarında, Çınlardı o tatlı ses uzun uzun, O güzel çizgiler görünürdü bana. Yıllar geçti. İsyancı dalgalarında fırtınaların Dağılıp söndü eski hayaller, Unuttum tatlı sesini senin Ve silindi Tanrısal çizgiler. Issızlıkta, karanlığında tutsaklığın Sessizce uzayıp gidiyordu günlerim Tanrısız, esinsiz,gözyaşsız, Yaşamsız, ve sevgisizdim. Ve işte bir an geldi, uyandı ruhum: Ve işte sen yeniden belirdin, Bir hayal gibi, uçup giden, Dehası gibi saf güzelliğin. Ve yürek çarpıyor bir esrimeyle, Ve yeniden canlanıyorlar onda Tanrısallık da, esin de, Yaşam da, gözyaşı da, aşk da. Aleksandr Puşkin Çeviren: Ataol Behramoğlu

..'ya

Sorma, neden keder yüklü düşüncemle Eğlenirken sık sık tasalanışımı, Neden her şeye mahzun bakışımı ve Hayatın tatlı düşünden kaçışımı; Sorma, neden sönüp gitmiş yüreğimle Neşe dolu aşktan nefret ettiğimi, Kimseye canımsın demediğimi de, Hem bir kez seven bir daha sevemez ki. Mutlu olamaz, bir mutluluğu tadan, O kısa bir an için verilmiş bize. Gençlikten, şehvetten ve her türlü hazdan Bil ki, yalnız keder kalır hepimize. Puşkin

Seviyordum Sizi

Seviyordum sizi ve bu aşk belki İçimde sönmedi bütünüyle. Fakat üzmesin sizi artık bu sevgi İstemem üzülmenizi hiçbir şeyle. Sessizce, umutsuzca seviyordum sizi. Bazen çekingenlik, bazen kıskançlıkla üzgün. Bu öyle içten, öyle candan bir sevgiydi ki Dilerim bir başkasınca da böyle sevilin. A.S.Puşkin