Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Tuğba Çelik etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

yarım şiir

Sorsam sana utanmasam nefsimden Aramızda geçen kim aramızdan biten kaç -Susmak cevap değil bayım, ikrara saklanmayın Bir orağın sapına nokta koyalım imlâ Buralarda bir yerde görmüş olmalıyım Başaklar eğiliyor, altın sarısı bir rüzgar Sadece bir renk değil, sarı hüznün aynası Aynısı değil ama bu susmanın acısı Er geç çıkar bilirim, sormak ayıp değil ki Utanmasam nefsimden sana sorsam bir daha Aramızda giden ne aramıza giren hiç - kaçmak sorun değil bayım, aman yalpalamayın Su üstünde yürümek can’bazın kan pazarı ateş içinden atlayan aslansan da kral kim hangi orman gürültüsü bastırır kalp sesini akşamsefası açıyor, bu bahsi kapatalım kalkalım gidelim hava soğur birazdan okunduğu gibi yazılmıyor bir zamandır şiirler resmini çizemem ama bildiğim çok çiçek var. Tuğba Çelik

İadesiz Taahhütsüz

Bil diye demiyorum ama içimde bir sıkıntı var adını koymasan da yüzün yüzüme baksa burada dursan şimdi, içimden rüzgar geçse eteklerimden dökülen çiçeklerle kaç bahar, bir çocuk koşsa böyle, gölgesi yorgun düşse kemikte başlayan sızı büyümenin cezası gün gelip yerleşmese göğüs üstü boşluğa neyin var dediğinde cevap bulsam şıp diye “karnım aç, uykum geldi, öğretmen ödev verdi üstelik annem kızdı kırdım diye vazoyu” gözüme baksan sonra, umudum geri gelse Havaya kalkmasa da yürek kadar yumruğum nereye vursam şimdi avucumda kan izi sımsıkı tutuyorum, etimde dört tırnağım içimde bir sıkıntı var demiyorum bil diye bulduğum her adrese mektuplar yolluyorum kime yazsam mühim değil, adınla başlıyorum ucunda bir taahhüt yok iade beklemeden bir üzüntü kolluyorum buradan bir mutsuzluk gelip yerleşse şimdi, adına ne dersen de bahanesi o olsa şu çatlayan göğsümün demiyorum bil diye ama senin adın çok güzel. Tuğba Çelik