Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Özgür Ballı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kapat Kapıları Gece Girmesin

Kapat kapıları gece girmesin Seninle kimsesizliğimin arasına Bir demiryolunun uzadığı kadar, Uza içime. Kıvrıl. Trensiz bir demiryolu kadar İşlevsiz şimdi ellerim Ellerim soğuk En az raylar kadar. Kapat kapıları gece girmesin, Korkuluklar dışarıda Yalnız kalmasın. Bir yerlerde birleşeceğimiz yalan Vazgeç, sessizce git Kimse bilmesin. Kimse bilmesin beni sevmediğini Bekçi uyuyor Bir yolcu arada yakıyor sigarasını Ensesi üşüyor Bunun bize faydası yok Tren gelmiyor bizim şehrimize Gelmesin. Kapat kapıları gece girmesin Işığa tutsak kelebekler Ne kadar özgür Sessiz ve davetsiz gelen ölüm Uzak olsun senden Ölüm gelmesin Saçlarının yüzüne davetsiz düşüşü Uza içime, alnına perçem İstasyon büfecileri İşsiz kalmasın bizim şehrimize tren gelmesin sen git, ellerim soğuk raylar bilmesin. Ellerim demiryolu Sensizliğim tren Kalbime doğru Uza içime Giderken ardından bıraktığın yolcu Korkuluk artık bu şehre Kuşlar gelmesin. Özgür Ballı

Siyah Martı

bir imge düşerse içine, siyah bir martının peşine takılırsan, düşlerinden kumral bir kız geçerse, ve yanındayken bile, uzaksan sevgiline, ellerin yaşlanıyorsa senin dışında, bir şairi tanıyorsan kendi evinde, özgürsen… sadece ölebilmek için bile, yaşamış olması gerekir insanın. bu yüzden ölen bebekler bile şanslıdır ki onlar kısacık yaşamlarına ne düşler sığdırırlar kimbilir ağızlarında anne tadıyla. ve şimdi oturmuş masa başında bir bardak suda dalgalar yaratıyorum parmaklarımla, suya dokunmak sana dokunmaktır aslında. kabullenmek seni, kabullenmek sevgili, orada olduğunu ve beni sevmediğini bilerek, beklemek, avuçlarına bir geminin demirleyişini. varlığın yüzümde kolonya ferahlığı yokluğunu tariflemişti ahmed arif uzun yıllar önce, ve nicedir o mısralar içimde ve nicedir özlediğim görmediğim, özlediğim, gözlerini, “yokluğun cehennemin öbür adıdır üşüyorum kapama gözlerini” üşüyorsam ve bebek ellerinin kokusu içimdeyse hala ve bir imge düştüğünde iç...