Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ahmet Veske etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

BENİMSE GÖZLERİM AKAN SULARDA

ben ve ellerim uzaklarda senden kelimeler gözyaşlarında asılı  bilirim yollanımı gözetleyedururda  otururken köşesinde yalnızlığın iğreti  yüreğin ezik ezik olmasın anne. sensiz sanadır içimde akşamlar  suskunluğun süren sorgusunda  az biraz morcadır ellerim anne. ak bir yazmadır gece /örter başını  düşmüştür yollara yana yakıla  yürekleri itrek karanlıklara sarkıtılır parmaklar  seherlere düşen ayrılıktır  kuşluklar kıyılardan avuçlanır anne benimse gözlerim akan sulardan. Ahmet Veske Ahmet Veske her yerli şair gibi, beslendiği memelerin hakkını yemeyen biri. Bizim medeniyetimizin temellerinden olan hüzün, burada adı ikide bir ulu orta anılmadan uç veriyor şiirinde: “ben ve ellerim uzaklarda senden kelimeler gözyaşlarında asılı bilirim yollarımı gözetleye durur da otururken köşesinde yalnızlığın iğreti yüreğin ezik ezik olmasın anne” Anneden uzaklık öyle el değmemiş bir hasret ifadesi değildir. Anne her dokunuşta canımızın beslendiği toprağa...

Hüznü Avuçlarından İçiyorum Bu Şehrin

yalın sözler söylemeliyim herkes anlamalı önce sen anlamalısın beni. 1. rüyalarıma gölgesi düşüyordu salkımsöğütlerinin gecenin saçlarını okşarken rüzgar yağmur izi bırakıyordu bedenimde babam iki büklüm olurken hayata karşı umutla ve kan ter içinde çıkıyordu merdivenleri. arnavut kaldırımlı sokaklar nasıl değişmişti birden yok olurken güzelim akasyalar parmakuçlarımdan kayıyordu çocukluğum ben büyüyordum. o cumbalı ev hıçkırıklara boğuluyordu yıkılırken boyun büküyordu beyaz zambaklar sultaniyegah susuyordu arka bahçede yol alıyordu elinde tespih nur yüzlü haminnem dar'ül aceze kapılarına 2. hüznü avuçlarından içiyorum bu şehrin saçlarım beyaz kanatlı ve sakalım. yaşlanıyorum kaldırımlarda ayaklarım sürtüyor gecenin sessizliğinde ıhlamur kokmuyor sokaklar çokça anason. cereyanlar kesildiğinde çocuklar saklambaç oynamıyorlar öldürüyorlar düşlerini köşebaşlarında. artık sevda şiirleri yazmıyor delikanlılar intiharı seçiyorlar apartman boşlukları...

Anladım ki Sabrın Kendisiydi Eyyûb

1. ufka gerili saçlarıyla bir anne bir çocuk çölün yüreğinden kutlu topuklarıyla kutlu zemzemler fışkırtan. 2. aşılmaz duvarları önünde aşkın keskin sınavlardan geçiyorum nicedir nicedir yeryüzü altüst oluyor çünkü kendimi sorguluyorum yitiklerimi artık sen olsan diyorum burada yani yanıbaşımda tüm arınmışlığımla o vakit bu kesik başımla sana geldim demek istiyorum. 3. anladım ki sabrın kendisiydi eyyûb 4. ardındaydı sabah yarım kalmış uykularımızın biliyorduk. 5. oysa göremezdi ateşlere kurban sunulan gözlerimiz. 6. sen gidince yetim kaldı dünya ve boynu eğik ağladı insanlar, ağladık biz terkedilince zamanın cehennemi yalnızlıklarına bu acılar ülkesinde kaç mevsim geçti sensiz kopan çığlıklara tanık ol garip ve mümin yüreklerinde. 7. ey hacerin onuru ismail acının ve zulmün eğittiği çocuk kalk, at üzerindeki örtüyü sonra bize kanın ak sayfalardaki tarihini anlat anlat nabzımızda atan yeryüzünün tarihini. Ahmet Veske

Sevdama Dair Son Şiir

1. son treni de kalktı gecenin ayrılık vurdu bizi içimizden ve ben vakitleri kaçırdım adamakıllı sevdayı baldıran eyledim kendime. acıyla dolu sessiz bir depremi yaşadım yıkılan düşlerimde çürüyen yanlarım vardı yitik ülkenin dağınık coğrafyasında kanlı bir yürek ve bitkin bir yüz çoğalır. terkedildim, kıyıya vuran son dalganın vicdanına. söyle, şimdi nasıl ağlayacağım günbatımları bir bir ağlamayı öğret bana kuyulara kapanmış yusuf gibiyim sarsıla sarsıla ağlamak istiyorum. 2. nedendir dalgalar çok uzaklara vurdu bizi payımıza düşen hep ayrılık oldu. dedim ya, bir gün ağlarken bulacaksın beni belki de bir trenin köşesinde yapayalnız kent ardımsıra koşup gelirken, sen umutsuzca yağmurlara terkedilip gideceksin. 3. kuşlar konar günahkar saçlarıma omuzlarıma düşerken ağlamaklı ezgiler söylerler. istesem de yaşamdan kaçamam ben kentin tüm bulvarları üstüme yıkılır. avucumun içinde bir dizi güvercin düşlerim uçuverdiler hepsi sen gidince birden. mümkün...

Ebabil

1. kadim sırların koynunda gece münzevi düşlerde dağılan aşk bir bakışta kırılan sırça saray dar-ı dünya ki hergün yeniden başlanan hergün yeniden saçlarına taşınan güneş. umutsuz ve muzmahil geldim kapına durdum divanına savur beni. ebabil ilk taşı bana fırlat. 2. dolar kıyılarımıza hüzzam şarkılar gözlerden okununca fasl-ı hüzün tenlerimizden kızılca bir şafak boşalır. tepeden tırnağa bir nakş-ı hayal gölgeniz ben olup çıkıyorum bir bahar kuşlarını avlıyor. 3. gülün muradı neyler iflah olmaz yarama yıldızlar ki koyu mavi karanlığın havarileri gecenin beyaz sesinde toprağa düşecekler. ebabil ipi çek azat kıl acılarımı. 4. gecenin koynunda anadan üryan kutsanmış sularla yıkanan keskin bir bıçağı kör kılan sevda. ebabil bir parçam yusuf bir parçam züleyha. yanlış yağmurları beklemekten uzak onarıyorum yüreğimi kanatarak. Ahmet Veske