“eleni karaindrou için…” portakal bahçeleri, palmiyeler, mavi deniz, uçsuz bucaksız deniz, üç beş tekne… bu yolda yürüdüm, dalgaların izlerinden uzak şehirler gördüm, sabahları güneş uzak yerlerden dönenler gibi hevesle kente inerken. akşamüstleri gelinlik kızlar taze fasulye ayıklarken sedirlerde, köylere girdim apansız yırtık resimler taşıdım ceplerimde nereye gitsem: atalarım, gördüğüm yerler ölmüş şairler… küçücük ahşap bir kutuda ilk dişim, kendime ağladım yağmurda ıslanırken ibrişim. ölümü sevdim, uzun zamandır beklenen bir dost gibi, gelse vaktinde, kollarında eski dostlarım, ninelerim, dedelerim… usulca fısıldasalar kulağıma: zamanı değil daha! ne yollar gördüm, ne kadar dolansa da hep denize ulaşan, deniz, kıyısında dolaşan âşıkları delirtirken kokusuyla, burada, akşam, içinde deniz geçen şiirler okusam. bu yolda yürüdüm,izlerinden balıkçı teknelerinin köprülerde dolaştım, rast gele dedim yüzlerce kez, bir öğle kendimi buldum o duvarın dibinde,...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"