Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ahmet Günbaş etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Lirik Serseri

I. Bütün eskilerim kaldı üzerimde Melodikam ve titrek soluğum Akıp gitti son çağıltı Çekip aldım çocukluğumu mızıklanmış oyunlardan Yoksun diye Yanıtsız mektuplara söz yetiştiriyorum Bir şiir kapımı çalıyor durmadan Yoksulluk o yitik gençlik ömrümü dişlese de beni aşk kanatırdı çıktığım her seferde Körfezine aşina karasevdalı çocukluğumu s ı ğ d ı r a m a z d ı m hiçbir limana II. Bütün eskilerim kaldı üzerimde Arar oldum kalbime değen ilk kurşunu Kırgın düş izleriyle o lirik serseri Yol kesen karanfil / Gülümseyen eşkıya Herkese bir fotoğraf çıkaran albümünden Bütün eskiler kaldı üzerimde Bir yandan yağmur bir yandan gece İnceden inceye günlerden beri Ahmet Günbaş

Bumerang

Ankara'yı bir geçsem Karaşın gurbetime doğru Geçtiydim Erzurum'du 25 yaşımdı esen Kıştı kinini kustu hakiayaz tonunda "Beni bir avcı vurdu" tüfek çattı postumda İlk kez bir istasyonda yağmalandım Bulutfirak Sivas'tı Delik deşikti trenlerim Anladım kafebentmiş aşk infilâk etmeden kalbim Hüznüm birden boyumu aştı Eğri bir hançerdi Kızılırmak keskin ağıtlarla bilenen Sevdamın yorgun atları azgın sularla yarıştı Van'dı Iğdır'dı Artvin'di Kars'tı Yakmıştı çubuğunu cümle serüven Ağrı'yla oturmadık diz dize Demini almadı daha söyleşiler Aras'ı ağlattılar günler bulandı geçip gittiler "namert köprüsünden" Kalınca akarlardı Dicle'yle Fırat hırçın bir tarihin vadisinden Yollarım kaldı yayan yapıldak Dostlarım kaldı gönül dolusu Elimin altındaydı Trabzon Rize Tortum'un gizemli serin uğultusu inerdim düşlerimde tirşe bir denize elmas kıyılarını okşayarak Ben hiç sınır çiğnemedim Dağlara çıkarma...

Sessiz Saat

Göç yollarında yanıldım hepsi bu Gölgemle dolaştım biteviye Kuşlarım topluca sonsuzu uçurdu Bağışladım kanatlarımı dost diye diye Dalgınlığımı çiğniyorum şu sıralar Yenik askerlerle paylaşıyorum suyumu Kelepir pazarlarda kırgın tezgahtar Top top hüzünler satmaktan yoruldu Uykusuzum uykusuzum uykusuzum Çanlarınızda uğuldayan bir kibir İçimin çatlaklarına sızıyor tadım tuzum Ölüyü ağlatma seanslarınız başlayabilir Sünepe bir ressamın elinde şimdi Üç günlük ömrümün son rötuşları Bulutlar hışımla göğsüme indi Soluğum ürkütmüyor yokuşları Yenice sürüldüm bahar katından Kazandı savaşı yeldeğirmeni Kirli galoşlarından sıyrıldığın an Ölüm, ey sessiz saat, sobeledim seni Ahmet Günbaş

Gitme Baba

Bozdurduğum sevinçleri çoktan harcadım dağıtıp geçtim arka sokaklarda Geceyle söyleştim zencileşti terim Dizinin dibinden kalkan gemilerim vuruldu menzilinde adım adım Şaşırdım kan sağanağı sorularda                                Gitme baba Sensizsem bir istasyonda gezinirim Vagonlar bekar odaları gibi sürüklenir İzin ver kalayım üç numara tıraşımla Düşlerim rengarenk olmayabilir Bil ki hâlâ reşit değilim acılara Akşamı geciktiren oyunlar bul bana                             Gitme baba Dilersen bir kenti birlikte yürüyelim derbeder gençliğimizle çıkalım yola Kuyruğunu uzun tut uçurtmaların Karanfil zamanı ilişsin yakamıza Günleri çocuk sesleriyle bezeyelim Duruşun yakışmıyor bayram sabahına                              Gitme baba Yağmurum ki...

İçkin

Bülent Güldal'a Geri çekilmiştir şiir Zorlanır belleğin kapıları Hokkası yitik divit gibidir Şairin sedefkâr yalnızlığı Yol vardır geceden geçer Bir kibrit çakımı sessizlikte Uçurumla yüzleşir orman Tırmanan yeşilliğine değer Gök kuşbenekli maviliğinden Çelenkler kondurur ömrümüze Zeytin bakışıyla küllenen güz Çilekeş sabrımıza gülümser Yüreğini çizerim gözü kapalı Hiçbir çerçeveye sığdıramam Bir de sevdalı içkin sesini Nakışı yanmış sulara benzer Kardeşim al gel şarabını Dostluğun gün görmüş kerfezine Yaşadıkça Troya'nın kahrını Omuzlayan Akhilleus'lar gerek bize Ahmet Günbaş

Ferahfeza

                                   “Mekânım Datça olsun”                                                         Can Yücel                     Şu gelenler bizim çocuklar değil mi Güler?                                  Şarabi Çocuklar                                  - salkımları ağır -                           Lodoslu gecede bodoslama                              bindiriyorlar karanlığa! Baksana, ...