Sanman taleb-i devlet ü câh itmege geldik Biz ‘âleme bir yâr içün âh itmege geldik Sad kâfile şekvâ ile âzâr-ı felekden Hâk-i der-i cânâna penâh itmege geldik Ser-tâ-be-kadem dîde olup dâg-ı hevesden Âyîne-i dîdâra nigâh itmege geldik Ey hâce günâh ise nazar rûy-ı butane Biz ‘âlem-i ‘îcâda günâh itmege geldik Hâr olmasın a’dâ ki bu gülzâr-ı fenâya Bir gül koparup zîb-i külâh itmege geldik Bu meykede-i mihnete ‘Avnî gibi biz de Hâl-i dil-i şeydâya tebâh itmege geldik Yenişehirli Avnî Sanmayın biz servet ve nam aramaya geldik. Biz bu dünyaya bir sevgiliye ah çekmeye geldik. Yüz tane kervanla, kaderin bize ettiği işkenceden sızlanarak, Sevgilinin kapısı önünde tozdan sığınmaya geldik. Arzunun yanık yaraları yüz tane göz olup örter bizi baştan ayağa, Biz sevgilinin güzel yüzüne aynada bakmaya geldik. Ey hoca, eğer bir putun yüzüne bakmak günahsa, Biz bu uyduruk dünyaya günah işlemeye geldik. Bir diken olmasın bu yanıltıcı gül bahçesinde söyle düş...