Bildiğin şeyler oluyor hep bildiğin, ama sana faydası olmayan şeyler okuduğum kitaplardan geriye kalan hep sen oluyorsun yazdığım yazıların "ana" fikri sen şiirler seni söylüyor şarkılar seni... Sıcak bir ekmeğin buharında hep sen oluyorsun sen oluyorsun içtiğim soğuk çaylarda önünden yürüdüğüm vitrinlerdeki manken kızlar sen sen, sen, sen her yer, herkes sen şimdi ne çok sen var bir bilsen... Önce işgal, sonra târümâr edilmiş ülkeler gibiyim, baksana ! linç ediliyor rûhum, bir yetimin kanayan bakışlarında.. eşraftan biri yatıyor yine musallâ taşında, Lalapaşa'da hep o mâlum ve yanık salâ.. üç adımlık saltanat, eller üzerinde yaşanan, şu bildiğin... Dallarda titreyen kuşların göz bebeklerinde hep sen oluyorsun habersiz giden trenlerin ardında kalan ben bir kınalı el uzanıyor gibi sanki yahut bir çift siyah kirpik ıslanıyor kim bilir belki de bana öyle geliyor hep sonra bir "gül" gibi düşüyor bakışların isli bir tren penceresinden ...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"