Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ehmedê Xanî etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mem û Zin

Zin muma sesleniyor: Bazen mumu ederdi kendine muhattap, "ey sır ve oturma arkadaşım,baş arkadaşım gerçi yanmak yönünden benim gibisin sen fakat konuşma yönünden benim gibi değilsin eğer sen de benim gibi söyleseydin benim de gönlüm fazla yanmazdı benimle senin derdin farklıdır o fark doğudan batıya kadardır doğusun, ateşin görünüştedir batı da benim, içim ateştir her zaman yanıyor canımızın damarı senin ise bazı vakitlerden başka yanmaz benim başımda alevler,gönlümde köz var canım o közle savaştadır senin başının üstünde ışık var ondan serseri bir sevda yağıyor o ışık, senin için dildir benim başımdaki alev ise zarar verir bana benim gönlümden başıma vuran alev şiddetli rüzgara hükmeder gerçi geceleri uyanıksın sen ama sabahtan akşama da uykudasın akşamdan şafağa,günden geceye hep yanarım ben" mem dicle'ye sesleniyor: mem çaresiz insanlardan uzağa giderdi derin nehirle hemdert olurdu "ey benim gözyaşlarım gibi dökülen nehir ey aşıklar...

Yalnızım

Heyhat doğu batı güneşinden ayrı ve yalnızım O ay yüzlüden sonra tarümar olmuş mülküm,karanlıkta kalmışım İçmem kevser suyunu onun dudaklarından sonra istemem Dünya yarısını o gümüş gögüslüden sonra Şayet mahşerde görmeyeceğimi bilsem dilberi Cenneti ne yapayım başına yağdırırım külleri Yazık,yüzlerce kez ela gözlü terk edip gitti Ahlar,figanlarım geleğin çarkıyla eşleşip gitti Serzenişlerimden melekler ve insanlar oldular aciz Burmalı zülüfler sonrası gamların girdabındayım haciz Şayet mahşerde görmeyeceğimi bilsem dilberi Cenneti ne yapayım başına yağdırırım külleri Hicranla yanan ışıklı mumun fitiliyim Hasretle harlanmış nar közün ateşiyim Vücutsuz bir vücudum,o yaktı küle döndüm ben Dünya yarısı hiç etmez yakıcı gözlerden sonra hem Şayet mahşerde görmeyeceğimi bilsem dilberi Cenneti ne yapayım başına yağdırırım külleri Öleceğim anda üzerime gelse Azrail Aynı anda cenneti müjdelese Cebrail Benim için Hıdır ve İlyas olsalar delil Hem derim ki cenne...

Ömrüm Yolunda Tükendi

Aşkının yolunda ömrüm tükendi ey her halden anlayan sevgili İnleyiş ve ahlarım, zaman, aylar ve yıllarım hasretinle geçeli Çoktan sana helaldır kanımı istiyorsan eğer Aşk elinden deli divaneyim bende alal ve olgunluk ne gezer Sen kalbimdeki düş, cesedimdeki ruh Virane etti gönlümün mülkünü, gam ordusundan bir güruh Aşk evinde tutsağım imdadıma sen derman O Tatar'lar aklımı, dinimi, mal ve mülkümü ettiler talan Çoğaldı dertlerim, acılarım tarifsiz, el aleme dağıldı sırlarım Kerbela şehitleri dengi hasret kadehinin susamışlığıyım. Sende mi divanesin dağlanmış gönlüm misali Yeniden naz etti bana ceylan gözlü sevgili Hasretinle yaşıyorum habersizsin ey sevgili Ayrılıktan, halimden her dem bihabersin Ahvalimi canana arz eyledim canu gönülden Biganesin arzularım ve halimden, aşk çeşmesi bülbülünden Acep var mı yardan yana bir kısmetim ve nasibim Kapında bekleyen çaresizim, deli divane bir garibim Xanî'nin illetinin dermanı kavuşmaktır ey Tabibim! Derdim...