Bir tanık anlatıyor: Hallac’ın Bağdat pazarında şöyle bağırdığını duydum: Ey Müslümanlar, yardım edin bana! O, ne ruhumla yakın bir ilişki kurmama izin veriyor, ne de ruhumu alıyor ki, kurtulup huzura kavuşayım. Bu benim katlanamayacağım bir cilve. Sonra okudu: Ulu Tanrım! Varlığımın bütünüyle Sen’in aşkına sarıldım. Sen perdeleri kaldırdın ta ki Sen’i ruhumda sandım Kalbimi Sen’den gayrı her şeyden çekip aldım Her şey bana yabancı, hiçbir şey göremiyorum Sen’in bana gösterdiklerinin dışında Burada, hayat zindanında Sen’den uzak, tutsağım Çek al beni bu zindandan Tanrım, Sana kavuşayım İbrahim ibn Fatîk anlatıyor: Bir gece Hallac’ın yanına gittim. Namaz kılıyordu; Bakara suresini okumaya başlamıştı. Sonra kaç rekât namaz kıldı bilmiyorum, beklerken uykuya dalmışım . Uyandığım da, Fussilet suresini (41. Sure) okuyordu. O zaman anladım ki, Kur’an’ı hatmetmek istiyor. Kur’an’ın bütününü bir rekâtta okudu. İkinci rekâtta daha fazlasını. Namazını bitirdikten sonra ba...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"