Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mustafa Akar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Trenler De Gecikir

İnsan sessizlikte ve asansörlerde yaşlanmıyor Bizim için cennetten yer ayırtacak diye uğurluyorsun ölüleri İnsan haksızlığı ve atların titreyişini sevmiyor Çünkü tatlı tatlı yaşlanmanın da keyfi yok Kimsenin kimseye aşkı Ortadoğu’da planları altüst etmiyor Mermisini evde unutmuş avcının şaşkınlığı Namlunun ucundaki kuşun hakikatine kader Üzülme sen en güzel yarının bir öncesisin Sen en kötü günün ta kendisisin En güzel gün gelmeden Asla şiir sevmemelisin Sen şiir seversen uçaklar hakikate düşer Sen hepimizin yağmuru olsan seni sevmezdik Kimsenin yağmuru kimsenin sevgisine göre değil zaten Annen çaya tek şeker atardı Çayın bile çığlığını öpsün diye Yüzü yere bakan dağları gösterirdi sana İncinmiş iki çirkin haydut olurduk Misafire çam kokulu ve süslü yorganlar çıkartan Taşra kadınlarını anlatmak istemek, şiirdir Sus ve en kırgın ismini sakla herkeslerden Daha büyümeye niyetlenmemişsin Tali yolları kullanıyorsun, iyi Sana suyu hıfzetmek Bana apansız, bana gü...

Planör

sana uçak alamıyorsam türkiye ekonomisi kötü gidiyor demektir ama düşün ve unut hemen şimdi, bisiklet ölüme inandırmaz insanı sana uçak almak da istemem, motorların sesindeki aldatır bizi kekeleyen acil iniş çağrısı kesinkes devrimdir yanlış durakta inmiş iki eski dost olabiliriz, buysa çok güzel odalara sığamazsak kardeşlik ne güne duruyor ürpermek ebediyettir, kaç buradan şizofreni hırkaları dikiyor mühendisler son hızla giyince unutuyorsun, ben de kendimde bir şey var sanırdım bir şey, kaset kapaklarını şenlendiren sezen resmi gibi ayıp depresyon fırkası buna inanıyor sonbaharla gelen melankoli üzülmeni istemiyor sana saçlarını tara dersem rüzgarda atlılar geliyordur ay karanlıkta incecik ve çok acayip, deli olursun benim suskunluğuma katılırsan bunun da bir anlamı olur ey çocukluğumdan kalma altıpatlarlar ey atasözü söyleyen kadınlar birden yaşlanırlar çık da gel, kibirli ve çok kabahatli yalnız yürürken yakışıklı, geberesiye hora tepmek isteyen ...

Sabahın Bir Yerinde

Ölen bir kişinin son bakışıyla bakmak dünyaya Yaşamanın büyük bir şaka olduğunu anlamak Allah büyüktür der ve susarım, buraya kadardır cümlem Elmanın tadında bile az sonra öleceğini anlamak Elleriyle yüzüme başıma çizen o başlangıç hissi Şakaklarımda ne ıssızlık vardır artık ne de o günaydınlar Bak, dünya serçe şarkıları ezberliyor, bir bak Yetim bir çocuğun babasız geçirdiği ilk günden başlıyor sanki Ben hep dünyaya teğet geçtim, dünya daha gençti Ömer’in huzurunda okuyacak adaletli bir şiirim olsun istedim Yüzümle ellerimi yıkadım ve duydum ki evren çok küçüktür Bir parmak bile tespihte üç tane eder değil mi İbrahim abi Daha ölmeyen kişi bir fazlalık mıdır dünyada Bunu bir yerlerden duymuştum sonra unuttum sandım Yaşamak, sürekli bir köprüden geçme hissi aslında Karşıya geçince, geçtiğim karşılarda ben yokmuşum hissi Sabahın bir yerinde ya da Bir LamElif gibi yalnızız kitabın ortasında Mustafa Akar