Ana içeriğe atla

Kayıtlar

cemil meriç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

En kötü yanımız müsamahakâr olamayışımız.

Acıları tadan âlim: Hüsamettin Arslan İlim yolunda karşılaşılan güçlüklere bir örnek verilse, muhtemelen  Prof. Dr. Hüsamettin Arslan  verilir. Doktoraya başlayanların bazı hikâyelerini okumuştuk. Karşılaştıkları güçlüklerin her bir safhası sizi hayrete düşürüyor. Hüsamettin Arslan , farklı bir kişilikti. Nevi şahsına münhasır, diyebiliriz.  "İtirazî"  hüviyeti ve kendisince dosdoğru gördüğü prensipleri onu köşeleştiriyordu.  Yahya Kemal 'in  "Acıların Tadı"  yazısını okudunuz mu? Hangi kitabına alındığına bakmadım ama ben  Dergâh 'ta çıkan yazıyı okumuştum.  Yahya Kemal  daha girişinde der ki: "Siyah kitabı okuduktan sonra, zehir gibi acı bir ilâ­cı içmiş kadar ürperdim; bu ilâcı bütün acılığıyla bir an kalbim tadıyor, lâkin zâikam reddediyordu. Bu kitapta­ki havanın hayali içinde bile uzun bir zaman nefes ala­mayacağımı anlıyorum, daha sakin bir göğe, daha tatlı bir rüzgâra, daha gözü okşar manzaralara ihtiyacım var; maamafih en temiz ...

Dergi, Hür Tefekkürün Kalesi

Şöhreti fethe koşan bir aydınlar ordusu. Kimi yarı yolda kalacak, kimi yol değiştirecektir bu akıncıların. Belki hiçbiri varamayacaktır hedefe. Genç düşünce, dergilerde kanat çırpar. Yasak bölge tanımayan bir tecessüs; tanımayan, daha doğrusu tanımak istemeyen. En çatık kaşlılarda bile insanı gülümseten bir “itimât-ı nefs”, dünyanın kendisiyle başladığını vehmeden bir saffet var. Tomurcukların vaitkâr gururu. Bir şehrin iç sokakları gibi mahrem ve samimidirler. Devrin çehresini makyajsız olarak onlarda bulursunuz. Müzeden çok antikacı dükkânı, mühmel ve derbeder. Kitap, istikbale yollanan mektup… smokin giyen heyecan, mumyalanan tefekkür. Kitap ve gazete… biri zamanın dışındadır, öteki “an”ın kendisi. Kitap, beraber yaşar sizinle, beraber büyür. Gazete, okununca biter. Kitap fazla ciddi, gazete fazla sorumsuz. Dergi, hür tefekkürün kalesi. Belki serseri ama taze ve sıcak bir tefekkür. Kitap, çok defa tek insanın eseri, tek düşüncenin yankısı; dergi bir zekâlar topluluğunun. Bir...

Bir Babanın Şikâyetleri

İnsanlar görüyorum., yangından kaçar gibi kaçıyorlar vazifeden. Önlerinde uçurum. Bir uçurum ki memleketimin insanları ile dolu., bir uçurum ki uçsuz bucaksız.. Uçurum değil, bir ejderin ağzı. Belki biz de koşuyorduk uçuruma. Belki eteklerimiz bir dikene takıldı, belki biz de uçurumdayız. Ama bu uçurum da kat kat.. Yüz yıllardan beri kâbusa, geceye ve lağıma akan bir ırmak gibi insanlar dökülmüş bu uçuruma. İnsanlar ve İnsanlık. İnsanlık sarhoş, İnsanlık büyülenmiş, İnsanlık kör; görmüyor uçurumu, görmüyor. Bu kozmik hâileyi ibret aynasından seyredemezsin. Devran çoktan parçaladı aynanı. Sen de kafilenin içindesin. Sen kafanla, sen etinle, rüyalarınla, sen "posterite"nle içindesin. Bu ateşten çemberi aşamıyorsun. Ve melekler Lût'a dediler ki... Ve Lût'un karısı başını arkaya çevirince tuzdan bir heykel oldu. Tanrının ölüme mahkûm ettiği beldeden iki kişi kurtarabildi Lût: kızlarını. Nuh'un sefinesinde her cins hayvandan bir çift vardı. Tufandan tek insan ku...

Cemil Meriç'ten Lamia Hanım'a Mektuplar

Şuh bir bahar sabahı, şuh ama düşman. Gülümseyişleri nispet verir gibi. Şuh bir bahar sabahı. Saadet, mevsimlerin dışında yaşamak. Mevsimler, meçhule giden kuşlar gibi seni uzaktan selamlayıp geçecek.  *** Ankara. O şehirde kirli temiz hiçbir hatıram yoktu. O bembeyaz sayfaya hayatımızın en güzel şiirini yazdık. Ankara yoktu benim için. O hayal ülkesini halkeden sendin. Yuvama gurbete gider gibi döndüm. İstanbul’a ilk gelişimi hatırlıyorum. Fetih ümitleri ile dolu idim. Bir gazaya koşuyordum: dudaklarımda meçhulün yani senin susuzluğun. Aynı yollardan sekiz gün ara ile geçmiştik 41’de. Ve tren bizi hayata götürüyordu. Kader hain bir rejisör, seni 41’de tanıyabilirdim, 42’de tanımalıydım.  Aynı şehirde iki insan yaşıyordu. Birbirleri için yaratılmış iki insan. Ve mustariptiler ve yalnızdılar ve bekliyorlardı. Romeo ile Jülyet’i daha muhteşem, daha bütün, daha pırıl pırıl yaşayabilirlerdi. Aynı şehirde iki insan yaşıyordu. Yanyana idiler. Yanyana ve birbirlerinden h...